ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE DENİZ SEKTÖRÜ

1. HAVA KİRLİLİĞİ nedeniyle Dünya üzerinde oluşan iklim değişikliği tehdidine karşılamak üzere Kyoto da uluslararası bir değerlendirme yapılarak önlemler belirlenmiş ve bir PROTOKOL  imzalanarak 16 Şubat 2005’te yürürlüğe girmiştir.

2. Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO) bu protokolden hareket ederek Denizcilik sektöründe uluslararası kuralları belirlemek üzere bir dizi çalışmaktadır. İklim değişikliğinin getirdiği tehlikeleri karşılamak üzere EEDI (Energy Efficiency Design Index) ile SEEMP (Ship Energy Efficiency Management Plan) olmak üzere 2 adet Öncü Kriter tariflemiştir. Bu kriterler Temmuz 2011 tarihinden sonra MARPOL ANNEX VI içinde yer alarak zorunlu hale getirilmiştir.

3. EEDI Endeksi Ticari gemilerde enerji verimliliği daha yüksek ana ve yardımcı makine sistemleri kullanılması için bir Kriterdir. İlgili geminin beher deplasman tonu ve mil başına gram karbondioksit oluşumunun hesaplanması ve bu değerin anılan geminin kendi sınıfındaki referans olarak belirlenmiş olan değerlerle karşılaştırılması esas alınmaktadır.

Kriter, 2015 yılından bu yana yeni yapılan gemilerde zorunlu olup her 5 yılda bir yeniden değerlendirmeye girecektir.

4. Başlangıç olarak karbondioksit seviyesinin %10 indirilmesi, daha sonra her 5 yılda bu değerin kademeli olarak artırılması öngörülmüştü. Burada referans 2000- 2010 yılları arasında o tipte inşa edilmiş gemilerin ortalama oluşturduğu salınım seviyesidir.

5. Yukarıda belirtilen kriterlerin değişik ticari gemi sınıfları için nasıl hesaplanacağı ve bunların uygulama yöntemleri IMO nün bir dizi Kılavuz dokümanlarında ayrıntılarıyla belirtilmiştir.Özde hesaplamanın yapısı aşağıdaki ana formüle dayanmakta;

Bu kriterin yıllık aşamalarla ve gemilerin DWT sine bağlı olarak nasıl karşılanması gerektiği şu grafikte belirtilmiştir;

6. SEEMP ise, belirli bir gemide enerji verimliliğinin operasyonel olarak ve en ekonomik şekilde sağlanabilmesi için uygulanacak önlemleri tarif etmektedir. Bu Kriter hem yeni inşa edilen hem de kullanımda olan gemiler için geçerlidir. Planla birlikte EEOI (Energy Efficiecy Operational Index) olarak tanımlanan bir de rasyonel Kriter getirilmiştir. Kriterle, geminin operasyonları içerisinde yapılan bakım ve değişimlerin, enerji verimliliği üzerinde yarattığı etki ölçülmek istenmekte. Böylece verimliliğin zaman boyutu içerisinde değişimi izlenebilmektedir. Ancak bu kriterin uygulanması gönüllülük esasına bağlanmıştır. SEEMP kavram ve kapsamı, bir örnek olarak IRCLASS (INDIAN REGISTER OF SHIPPING) in geliştirdiği aşağıdaki ŞEMADAN görülebilir.

ŞEKİL   Guidance notes for ship Owners and Operators – IRCLASS

7. Yukarıda belirtilen kriterlerin değişik ticari gemi sınıfları için nasıl hesaplanacağı ve bunların uygulama yöntemleri IMO nün bir dizi Kılavuz dokümanlarında ayrıntılarıyla belirtilmiştir

8. İngiliz Lloyd register ile Norske Veritas ortak olarak konu üzerinde yaptıkları çalışmada belirlenen ana unsurlar şöyledir

8.1 2020 yılına kadar EEDI ile SEEMP uygulamaları ile yılda 151 buçuk milyon ton karbondioksit salınımı azalması beklenmektedir

8.2 İş ortamının bilinen koşullarda devam etmesi halinde yakıt tüketiminde ortalama %13 azalma. Bu uygulamalarla 2020 yılına kadar Dünya Ticaret filolarının yakıt tüketimlerinde yaklaşık 50 milyar dolar tasarruf sağlanabileceği öngörülmektedir.

8.3 Karbondioksit salınımını düşürmek için alınan önlemler dolaylı olarak yakıt tüketimini de azaltmaktadır. Ancak bunun gerçekleşmesi için ayrıca araştırma ve daha gelişmiş teknolojilerin uyarlanması gerekecektir. Hidrodinamik alanında Teknolojideki gelişmeler ve daha verimli makine sistemleriyle %10 civarında enerji tasarrufu beklenmektedir

8.4 EEEDI nın zorunlu kılınması ile karbondioksit salınımının azaltılması ve daha verimli makine sistemlerinin teknolojik gelişimi zorunlu hale gelecektir

9. IMO tarafından geliştirilen, iklim değişikliği tehdidinin deniz ulaşım sektörü çerçevesinde giderilmesi amaçlı önlemler, bu sektörü hedef almaktadır. Ticaret gemileri ile Deniz Kuvvetlerinin operasyon profilleri amaçlarına bağlı olarak farklı olmakla birlikte ortaya konan önlem ve kriterlerin, bir bölümünün bundan sonraki yazımda açıklanacağı üzere Dünya Bahriyeleri için de değerlendirilebilecek ve kullanılabilecek nitelikte olduğunu görülebilir.