PARİS PROTOKOLÜ VE BAHRİYE

1.GİRİŞ

1.1 Daha önceki yazılarımda (1234) iklim değişikliklerinin bahriyeler üzerindeki etkileşimi, Birleşmiş Milletler ve NATO’nun iklim değişikliği konusunda yaklaşımları ve beklentileri ve konunun bazı ülke bahriyelilerinde ele alınış şekilleri üzerinde durmuştum.

1.2 Konunun önemi anlamak bakımından daha yakından bakarsak

Tüm Dünya orduları toplamda, Çin, Suudi Arabistan, Rusya ve Hindistan’ın muhtemelen büyük katkı sağlayanlar olmak üzere, küresel karbon ayak izi toplamının %6’sına katkıda bulunuyor.

ABD askeri endüstriyel kompleksi tek başına 1.530.00.000 metrik ton/Yıl karbon kirlenmesi oluşturmaktadır.

1.3 Türkiye, Birleşmiş milletler ‘in iklim değişikliği alanındaki oluşturduğu Paris anlaşmasını, kendisine gelişmiş ülkeler listesinde yer verilmesi ve bu nedenle daha fazla yükümlülük üstlenmesi dolayısıyla bu imzalamamıştı

1.4 Ülkemiz Paris anlaşmasına Nisan 2006 yılında imzalamıştı Türk parlamentosu Bu kez anlaşmayı Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke bağlamında imzalamak da olduğunu beyan etmiştir
1.5 Türkiye kararını değiştirerek 6 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Büyük millet Meclisi’nin onayıyla antlaşmayı imzalamıştır.
Bu antlaşma ile birlikte ülkemiz antlaşmanın öngördüğü yükümlülükleri kabullenmiş olmaktadır.
1.6 BM in antlaşma ile öngörülen Ana yükümlülüklerin bazıları şu şekildedir;
1.6.1 Ortalama sıcaklık yükseliş değerlerinin 1,5 dereceyi aşmaması.
1.6.2 Konuyla bağlantılı ulusal kapasite ve eylemlere ilişkin verilerin periyodik olarak Birleşmiş Milletlere rapor edilmesi

2. ANTLAŞMANIN AÇIK TARAFI

2.1 1992 yılında imzalanan KYOTO protokolünün en önemli zayıf noktası, silahlı kuvvetlerin emisyon izdüşüm değerlerinin protokol dışında tutulması olmuştur.
2.2 Önemli bir gerçek ve çelişki ise , silahlanma ile karbonu azaltılmış bir ortam yaratma amaçlarının birbirine tam çelişkili oluşudur
2.3 Antlaşma ülkeler hükümetleri düzeyinde imzalanmış olmakla birlikte ülkelerin devlet ve endüstri birimleri de bu yükümlülükleri yüklenmiş olmaktadır.
2.4 Ancak antlaşmanın çok önemli bir zayıf noktası bulunmaktadır. O da ülkelerin Silahlı Kuvvetleri’nin durumları.
Daha önce yazımda açıkladığım gibi silahlı kuvvetler iklim değişikliğini yaratan çevre kirliliği ve gaz emisyonları bakımından büyük katkı oluşturmaktadır.

3. YENİ YÜKÜMLÜLÜKLER VE ÖNLEMLER
3.1 30 Ekim 2021 tarihinden itibaren yapılacak konferansta (COP26) Paris anlaşmasını imzalayan ülkelerin Silahlı Kuvvetleri’nin emisyonlarını azaltması konusunun üstlenilmesi beklenmektedir.
3.2 NATO üye devletleri, “askeri faaliyetlerden ve tesislerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını personel güvenliğini, operasyonel etkinliği ve caydırıcılık ve savunma duruşumuzu bozmadan önemli ölçüde azaltmayı kabul ediyoruz” şeklinde beyanda bulundular.

3.3 AVRUPA SAVUNMA AJANSI /- (EUROPEAN DEFENCE AGENCY – EDA) İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN etkileri konusunu bünyesinde oluşturulan ENERJİ VE ÇEVRE ÇALIŞMA GURUBU (The Energy and Environment Working Group (EnE WG)) ile ele almış durumda.

3.4 Çalışma gurubu şu ortak çalışmaların yapılmasını istemekte;

 Silahlı kuvvetler için, 2015 Paris Anlaşması’nda belirtilen 1.50C hedefiyle tutarlı, net GHG emisyon azalttım hedefleri belirlenmesi;
3.5 Sağlam, karşılaştırılabilir ve şeffaf olan, GHG protokolüne dayanan ve bağımsız olarak doğrulanan GHG emisyon raporlama mekanizmalarının üstlenilmesi edilmesi;
3.6 Silahlı kuvvetlerin enerji kullanım denetimi yapması, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltması ve çevreye duyarlı yenilenebilir enerjiye geçmesi için net hedefler belirlenmesi;
3.7  Askeri teknoloji endüstrisi için net azaltma hedefleri verilmesi;


3.8 Sera gazı azaltma girişimlerine kaynağında öncelik verilmesi ve sera gazı emisyonlarını dengeleme planlarına güvenilmemesi;
3.9 Performansa ilişkin yıllık takip raporlarıyla birlikte sera gazı azaltma politikaları, stratejileri ve eylem planlarını yayınlanması;
3.10 Askeri harcamaları ve konuşlandırmaları azaltmanın ve askeri tutumları değiştirmenin emisyonları nasıl azaltabileceğinin ele alınması;
3.11 Tüm satın alma, faaliyetler ve görevler için karar verme sürecine iklim ve çevre değerlendirmelerini dahil edilmesinin üstlenilmesi;
3.12 İklim değişikliği ve çevresel bozulma arasındaki ilişkinin vurgulanması ve tüm askeri faaliyetlerin ve görevlerin genel çevresel etkisini azaltmaya yönelik bir üstlenilmesi;
3.13  Karbon tutmayı ve biyolojik çeşitliliği iyileştirmek için askeri arazilerin yönetimini optimize etme üstlenilmesi verilmesi;
3.14 Silahlı Kuvvetlerin iklim değişikliğini ve çevresel bozulmayı nasıl azaltabilecekleri de dahil olmak üzere, karar vericiler için iklim ve çevre eğitimini artırmanın üstlenilmesi;
3.15 Askeri olmayan paydaşlarla iyi uygulamalar hakkında bilgi alışverişinde bulunma ve işbirliği yapma konusunda liderlik, açıklık ve isteklilik gösterilmesi;
3.16 Tüm iklim ve çevre koruma politikalarının tam olarak uygulanabilmesini sağlamak için uygun kaynakları tahsis etmenin üstlenilmesi.

4. TÜRK BAHRİYESİ İÇİN NELER YAPILABİLİR ?

4.1 Yukarıda giriş bölümünde açıklandığı üzere ülkemiz uluslararası antlaşmalar çerçevesinde Ekrem kirliliği konusunda yükümlülükler almıştır.
Ayrıca ülkemizin kendi geliştirdiği enerji ve çevre kirliliği politika ve stratejileri bulunmaktadır.
Bunlar silahlı kuvvetler içinde er ya da geç gündeme gelecek noktalardır.

4.2 Yukarıda madde 3.1 de belirtildiği gibi en önemli konu silahlı kuvvetlerin karbon emisyonlarını azaltması konusunun üstlenilmesi dir.
Ayrıca yine madde 3.2 de belirtildiği gibi NATO üye ülkeleri de sera gazı emisyonları konusunda benzer bir tutum göstereceklerini kabul etmişlerdir. Türkiye NATO üyesi olarak bu ilkeyi de benimsemiş olmaktadır.
4.3 Yapılabilecekler konusunda madde 3.3 te belirtilen EDA’nın ön gördüğü ortak çalışma alanları benimsenebilir.
Orada görüldüğü gibi çalışmalar çok yönlü ve kapsamlı bir alana yayılmaktadır.
Bunların ülkemiz koşullarına hangi alanlarda ve ne şekilde adapte edilebileceği ayrı bir değerlendirme ve hatta TEZ KONUSU olabilir.
4.4 İlk etapta Bu çalışmaların ve değerlendirmelerin ilkelerini belirleyecek bir örgütlenmeye ( çalışma gurubuna )gereksinim vardır.
4.5 Gurubun ilk görevi Deniz Kuvvetlerinin kirletici emisyon yaratan yüzer birlikleri ile sabit tesislerinin ve bunların katkılarının bir envanterini çıkarmak olabilir.
4.6 Bundan sonra alınacak önlemleri geliştirebilmek için bir yol haritası oluşturulabilir
Yukarıda Birleşmiş Milletler Avrupa Birliği ve ulusal kriterler dikkate alınarak ulaşılması gereken hedefler ve bunların zaman boyutu belirlenebilir
4.7 Gelişmeler periyodik toplantılarla ölçümlenebilir.

KAYNAKÇA :

GOVERNMENTS-MUST-COMMİT-TO-MİLİTARY-EMİSSİONS

 CLIMATE SECURITY CANNOT IGNORE THE MILITARY

TURKEY RATIFIES PARIS CLIMATE AGREEMENT; LAST G20 COUNTRY TO DO SO

https://www.reuters.com/business/environment/turkey-ratifies-paris-climate-agreement-last-g20-country-do-so-2021-10-06/

THE IMPACT OF MILITARIES ON CLIMATE CHANGE

https://www.birmingham.ac.uk/research/cop26/climate-publications/adaptation-and-resilience/the-impact-of-militaries-on-climate-change.aspx

ENERGY AND ENVIRONMENT WORKING GROUP (ENE WG)

https://eda.europa.eu/what-we-do/all-activities/activities-search/energy-and-environment-programme#