PARİS PROTOKOLÜ VE BAHRİYE

1.GİRİŞ

1.1 Daha önceki yazılarımda (1234) iklim değişikliklerinin bahriyeler üzerindeki etkileşimi, Birleşmiş Milletler ve NATO’nun iklim değişikliği konusunda yaklaşımları ve beklentileri ve konunun bazı ülke bahriyelilerinde ele alınış şekilleri üzerinde durmuştum.

1.2 Konunun önemi anlamak bakımından daha yakından bakarsak

Tüm Dünya orduları toplamda, Çin, Suudi Arabistan, Rusya ve Hindistan’ın muhtemelen büyük katkı sağlayanlar olmak üzere, küresel karbon ayak izi toplamının %6’sına katkıda bulunuyor.

ABD askeri endüstriyel kompleksi tek başına 1.530.00.000 metrik ton/Yıl karbon kirlenmesi oluşturmaktadır.

1.3 Türkiye, Birleşmiş milletler ‘in iklim değişikliği alanındaki oluşturduğu Paris anlaşmasını, kendisine gelişmiş ülkeler listesinde yer verilmesi ve bu nedenle daha fazla yükümlülük üstlenmesi dolayısıyla bu imzalamamıştı

1.4 Ülkemiz Paris anlaşmasına Nisan 2006 yılında imzalamıştı Türk parlamentosu Bu kez anlaşmayı Türkiye’nin gelişmekte olan bir ülke bağlamında imzalamak da olduğunu beyan etmiştir
1.5 Türkiye kararını değiştirerek 6 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Büyük millet Meclisi’nin onayıyla antlaşmayı imzalamıştır.
Bu antlaşma ile birlikte ülkemiz antlaşmanın öngördüğü yükümlülükleri kabullenmiş olmaktadır.
1.6 BM in antlaşma ile öngörülen Ana yükümlülüklerin bazıları şu şekildedir;
1.6.1 Ortalama sıcaklık yükseliş değerlerinin 1,5 dereceyi aşmaması.
1.6.2 Konuyla bağlantılı ulusal kapasite ve eylemlere ilişkin verilerin periyodik olarak Birleşmiş Milletlere rapor edilmesi

2. ANTLAŞMANIN AÇIK TARAFI

2.1 1992 yılında imzalanan KYOTO protokolünün en önemli zayıf noktası, silahlı kuvvetlerin emisyon izdüşüm değerlerinin protokol dışında tutulması olmuştur.
2.2 Önemli bir gerçek ve çelişki ise , silahlanma ile karbonu azaltılmış bir ortam yaratma amaçlarının birbirine tam çelişkili oluşudur
2.3 Antlaşma ülkeler hükümetleri düzeyinde imzalanmış olmakla birlikte ülkelerin devlet ve endüstri birimleri de bu yükümlülükleri yüklenmiş olmaktadır.
2.4 Ancak antlaşmanın çok önemli bir zayıf noktası bulunmaktadır. O da ülkelerin Silahlı Kuvvetleri’nin durumları.
Daha önce yazımda açıkladığım gibi silahlı kuvvetler iklim değişikliğini yaratan çevre kirliliği ve gaz emisyonları bakımından büyük katkı oluşturmaktadır.

3. YENİ YÜKÜMLÜLÜKLER VE ÖNLEMLER
3.1 30 Ekim 2021 tarihinden itibaren yapılacak konferansta (COP26) Paris anlaşmasını imzalayan ülkelerin Silahlı Kuvvetleri’nin emisyonlarını azaltması konusunun üstlenilmesi beklenmektedir.
3.2 NATO üye devletleri, “askeri faaliyetlerden ve tesislerden kaynaklanan sera gazı emisyonlarını personel güvenliğini, operasyonel etkinliği ve caydırıcılık ve savunma duruşumuzu bozmadan önemli ölçüde azaltmayı kabul ediyoruz” şeklinde beyanda bulundular.

3.3 AVRUPA SAVUNMA AJANSI /- (EUROPEAN DEFENCE AGENCY – EDA) İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN etkileri konusunu bünyesinde oluşturulan ENERJİ VE ÇEVRE ÇALIŞMA GURUBU (The Energy and Environment Working Group (EnE WG)) ile ele almış durumda.

3.4 Çalışma gurubu şu ortak çalışmaların yapılmasını istemekte;

 Silahlı kuvvetler için, 2015 Paris Anlaşması’nda belirtilen 1.50C hedefiyle tutarlı, net GHG emisyon azalttım hedefleri belirlenmesi;
3.5 Sağlam, karşılaştırılabilir ve şeffaf olan, GHG protokolüne dayanan ve bağımsız olarak doğrulanan GHG emisyon raporlama mekanizmalarının üstlenilmesi edilmesi;
3.6 Silahlı kuvvetlerin enerji kullanım denetimi yapması, fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltması ve çevreye duyarlı yenilenebilir enerjiye geçmesi için net hedefler belirlenmesi;
3.7  Askeri teknoloji endüstrisi için net azaltma hedefleri verilmesi;


3.8 Sera gazı azaltma girişimlerine kaynağında öncelik verilmesi ve sera gazı emisyonlarını dengeleme planlarına güvenilmemesi;
3.9 Performansa ilişkin yıllık takip raporlarıyla birlikte sera gazı azaltma politikaları, stratejileri ve eylem planlarını yayınlanması;
3.10 Askeri harcamaları ve konuşlandırmaları azaltmanın ve askeri tutumları değiştirmenin emisyonları nasıl azaltabileceğinin ele alınması;
3.11 Tüm satın alma, faaliyetler ve görevler için karar verme sürecine iklim ve çevre değerlendirmelerini dahil edilmesinin üstlenilmesi;
3.12 İklim değişikliği ve çevresel bozulma arasındaki ilişkinin vurgulanması ve tüm askeri faaliyetlerin ve görevlerin genel çevresel etkisini azaltmaya yönelik bir üstlenilmesi;
3.13  Karbon tutmayı ve biyolojik çeşitliliği iyileştirmek için askeri arazilerin yönetimini optimize etme üstlenilmesi verilmesi;
3.14 Silahlı Kuvvetlerin iklim değişikliğini ve çevresel bozulmayı nasıl azaltabilecekleri de dahil olmak üzere, karar vericiler için iklim ve çevre eğitimini artırmanın üstlenilmesi;
3.15 Askeri olmayan paydaşlarla iyi uygulamalar hakkında bilgi alışverişinde bulunma ve işbirliği yapma konusunda liderlik, açıklık ve isteklilik gösterilmesi;
3.16 Tüm iklim ve çevre koruma politikalarının tam olarak uygulanabilmesini sağlamak için uygun kaynakları tahsis etmenin üstlenilmesi.

4. TÜRK BAHRİYESİ İÇİN NELER YAPILABİLİR ?

4.1 Yukarıda giriş bölümünde açıklandığı üzere ülkemiz uluslararası antlaşmalar çerçevesinde Ekrem kirliliği konusunda yükümlülükler almıştır.
Ayrıca ülkemizin kendi geliştirdiği enerji ve çevre kirliliği politika ve stratejileri bulunmaktadır.
Bunlar silahlı kuvvetler içinde er ya da geç gündeme gelecek noktalardır.

4.2 Yukarıda madde 3.1 de belirtildiği gibi en önemli konu silahlı kuvvetlerin karbon emisyonlarını azaltması konusunun üstlenilmesi dir.
Ayrıca yine madde 3.2 de belirtildiği gibi NATO üye ülkeleri de sera gazı emisyonları konusunda benzer bir tutum göstereceklerini kabul etmişlerdir. Türkiye NATO üyesi olarak bu ilkeyi de benimsemiş olmaktadır.
4.3 Yapılabilecekler konusunda madde 3.3 te belirtilen EDA’nın ön gördüğü ortak çalışma alanları benimsenebilir.
Orada görüldüğü gibi çalışmalar çok yönlü ve kapsamlı bir alana yayılmaktadır.
Bunların ülkemiz koşullarına hangi alanlarda ve ne şekilde adapte edilebileceği ayrı bir değerlendirme ve hatta TEZ KONUSU olabilir.
4.4 İlk etapta Bu çalışmaların ve değerlendirmelerin ilkelerini belirleyecek bir örgütlenmeye ( çalışma gurubuna )gereksinim vardır.
4.5 Gurubun ilk görevi Deniz Kuvvetlerinin kirletici emisyon yaratan yüzer birlikleri ile sabit tesislerinin ve bunların katkılarının bir envanterini çıkarmak olabilir.
4.6 Bundan sonra alınacak önlemleri geliştirebilmek için bir yol haritası oluşturulabilir
Yukarıda Birleşmiş Milletler Avrupa Birliği ve ulusal kriterler dikkate alınarak ulaşılması gereken hedefler ve bunların zaman boyutu belirlenebilir
4.7 Gelişmeler periyodik toplantılarla ölçümlenebilir.

KAYNAKÇA :

GOVERNMENTS-MUST-COMMİT-TO-MİLİTARY-EMİSSİONS

 CLIMATE SECURITY CANNOT IGNORE THE MILITARY

TURKEY RATIFIES PARIS CLIMATE AGREEMENT; LAST G20 COUNTRY TO DO SO

https://www.reuters.com/business/environment/turkey-ratifies-paris-climate-agreement-last-g20-country-do-so-2021-10-06/

THE IMPACT OF MILITARIES ON CLIMATE CHANGE

https://www.birmingham.ac.uk/research/cop26/climate-publications/adaptation-and-resilience/the-impact-of-militaries-on-climate-change.aspx

ENERGY AND ENVIRONMENT WORKING GROUP (ENE WG)

https://eda.europa.eu/what-we-do/all-activities/activities-search/energy-and-environment-programme#

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE BAHRİYE – ÖRNEK UYGULAMALAR – 4

1.GİRİŞ

1.1 İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ nin Bahriyeler ile ilişkisi, karşılıklı etkileşimi ve önlemler konularını bundan önceki yazılarımda (123) ele almıştım.

1.2 Bu kez konuya nasıl yaklaşıldığı ve nasıl uygulandığı hakkında bazı ülkelerin bahriyelerinden örnekleri aktarmaya çalışacağım.
2. A.B.D
2.1 İklim değişikliklerini tahmin ederek, gözlemleyerek ve uyum sağlayarak karşılamak üzere Bahriyeye ilişkin hedefleri ve işlemleri belirlemek üzere bir yol haritası (Climate change Roadmap)hazırlanmıştır.
Yol haritasının ana başlıkları şöyledir;
Strateji, politika ve planlar
Operasyonlar ve eğitim
Altyapı değerlendirmeleri ve yatırımları
Stratejik iletişim
Çevresel etkiler üzerine tahmin ve değerlendirmeler

2.2 Bu yol haritası, Deniz Kuvvetlerinin FY10 (aşama 1), MY11-12 (aşama 2) ve  MY13-14 (aşama 3) olmak üzere üç aşamadaki yapacağı eylemleri belirtir.
1. aşamadaki önemli eylem öğeleri şunları içermekte:
İklim değişikliğinin ulusal güvenlik üzerindeki etkilerinin incelenmesi

Konunun Deniz Harp Okulu eğitimine katılması
Yeni nesil operasyonel ve iklimsel çevresel tahmin yeteneği gereksinimlerinin tanımlanması
2. Aşama (11-12 MY) önemli eylemler şunları içerir:
İklim değişikliği hususlarını Program unsurlarının incelemesi

Konunun Deniz Kuvvetleri Stratejik Rehberlik ve Deniz Kuvvetleri Programı Hedef Memorandumu ve Deniz Kuvvetleri Stratejik Planı gibi stratejik rehberlik belgelerine dahil edilmesi
Sponsor Programı tekliflerinde iklim değişikliği gerekliliklerini ele almak için tavsiyelerin geliştirilmesi
Donanmanın iklim değişikliğini değerlendirme, tahmin etme ve iklim değişikliğine uyum sağlama kapasitesini artıran yeni işbirlikçi ilişkileri resmileştirmek
Filo eğitimi ve planlamasına iklim değişikliği hususlarının dahil edilmesi

3. Aşama  önemli eylemleri şunları içerir:
İklim değişikliğini ele alan Bahriye bütçe girişimlerinin yürütülmesi
Bahriye iklim değişikliğini değerlendirme, tahmin etme ve iklim değişikliğine uyum sağlama yeteneğini artıran hükümetler arası, çok taraflı ve ikili faaliyetlerin başlatılması


2.3 ABD bahriyesi iklim değişiklikleri konusunu yönlendirmek üzere bir Görev grubu (Task Group) oluşturmuştur Görev grubu çalışmalarını Kuvvet komutanlığına ve Bahriye sekreterine yılda iki kez raporlamaktadır. Yol haritası ise yine bu görev grubu tarafından 4 senede bir gözden geçirilmektedir

2.4 Yol haritasında dikkati çeken önemli bir husus Deniz Harp Akademisi ve Naval Post Graduate School un bu alandaki araştırma ve çalışmalarda görevlendirilmesidir Ayrıca yine bu alanda uluslararası üniversitelerle ilişki kurulması ve iş birliğine gidilmesi de öngörülmüştür


3. HİNDİSTAN

3.1 2014’ün sonlarında ‘Hud-Hud’ tayfunu ve ardından Vishakhapatnam tayfunu, kurtarma operasyonlarını üstlenen Donanma için örnek oldu

3.2 2004 Tsunamisi sırasında. Hint Donanması, Hindistan’ın Tamil Nadu, Andhra Pradesh, Andaman ve Nicobar eyaletlerinde (Madad ve Deniz Dalgaları Operasyonları) ve Sri Lanka’da (Gökkuşağı Operasyonu), Maldivler’de (Castor Operasyonu) ve Endonezya’da yardım operasyonları başlattı. (Gambhir Operasyonu).

3.3 46 yataklı hastane gemisine dönüştürülen ve etkilenen bölgelere gönderilen üç araştırma gemisi de dahil olmak üzere, yurtdışındaki yardım operasyonlarında toplam 40 gemi, 42 helikopter ve 20.000’den fazla askeri personele sahip 35 uçak görevlendirildi.


4. AVUSTRALYA

4.1 2020 yılı büyük bölge yangınlarından sonra Avustralya hükümetince bir değerlendirme komisyonu oluşturularak irdelemeler ve öneriler bir rapor halinde derlenmiştir.

4.2 Bu raporda silahlı kuvvetlerin yapmış olduğu kurtarma destekleme işlerine ayrı bir yer verilmiştir Rapor konuyu merak edenler ve yapılması gereken işleri öğrenmek isteyenler için çok önemli bir örnek oluşturuyor.


4.3 2019 yılında Avustralya’nın güney batı sahillerinde Wheels ve Victoria eyaletlerinde 200’e yakın orman yangını çıkmıştı. Yaklaşık 50000 kişi elektrik ve su bağlantılarını kaybetti Bölgede hava sıcaklıkları 40 derecenin üzerine çıktı
4.4 Avustralya bahriyesi HMAS SCHOULES ve MV SYCAMORE, gemilerini tahliye işlemleri için görevlendirdi. Bu iki gemi bölgeden küçük çıkarma gemilerinin aracılığıyla yaklaşık 1000 kişilik yerli ve turist insan grubunu tahliye ederek yangınlardan kurtardı. Ayrıca bölgeye sağlık malzemesi ve sağlık personeli getirdiler.

KAYNAKÇA:

MANAGING CLIMATE CHANGE: LESSONS FROM THE U.S. NAVY
https://hbr.org/2017/07/managing-climate-change#:~:text=Second%2C%20climate%20change%20may%20impair,fleet%20readiness%20will%20also%20increase.
https://digital.library.unt.edu/ark:/67531/metadc949801/

US NAVY CLIMATE CHANGE ROADMAP


CLIMATE CHANGE AT SEA – INTERACTIONS, IMPACTS, AND GOVERNANCE

PAUL G. HARRIS
https://scholar.google.com.tr/scholar?q=Climate+Change+at+Sea+Interactions,+Impacts,+and+Governance+PAUL+G.+HARRIS&hl=tr&as_sdt=0&as_vis=1&oi=scholart

INTEGRATING RISKS AND IMPACT OF CLIMATE CHANGE IN INDIA’S Military Strategy


Kapil Narula
https://www.researchgate.net


THOUSANDS FLEE FIRES IN AUSTRALIA, NAVY HELPS EVACUATE THE STRANDED
https://www.reuters.com/article/us-australia-bushfires-idUSKBN1Z100O


CHAPTER 7: ROLE OF THE AUSTRALIAN DEFENCE FORCE
https://naturaldisaster.royalcommission.gov.au/publications/html-report
https://naturaldisaster.royalcommission.gov.au/publications/html-report/chapter-07

İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİ VE BAHRİYELER – 3

1.GİRİŞ

Bundan önceki birinci ve ikinci yazılarımda İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ nin Dünya – Birleşmiş Milletler Türkiye ve NATO için nasıl yansımaları olduğunu kısaca belirtmeye çalışmıştım. Bu yazıda ise İKLİM DEĞİŞİKLİKLERİNİN Dünya bahriyeleri üzerindeki direkt etkileri ile bunlarla baş edebilmek üzere alınan önlemlere ilişkin bazı örneklere değineceğim.

2.SİLAHLI KUVVETLERİN İKLİM ÜZERİNDE OLUMSUZ ETKİLERİ

2.1 Ulusların Silahlı Kuvvetleri’nin oluşturduğu sera gazlarının dünya iklim değişikliklerine önemli oranda olumsuz katkıları bulunmaktadır. Örneğin Avrupa Birliği Silahlı Kuvvetleri’nin 2019 yılı içinde atmosfere 24,8 milyon ton CO2e (karbondioksit ekivalan) salınım yaptığı belirlenmiştir. Bu emisyonların bir bölümü Direkt operasyonel faaliyet sonucu olmakla birlikte bir de silah üretimi ve askeri Lojistik Destek zincirlerinin oluşturduğu emisyonlar bulunmaktadır. Emisyonların miktarı silah endüstrisinin üretim miktarıyla doğru orantılıdır.

Emisyonlar, her üretim için gerekli ham malzemenin çıkarılmasından, silah araç ve gereçlerinin üretiminden, bunların hizmet dışına ayrılması ve yok edilmelerine kadar olan tüm süreci kapsamaktadır.

2.2 Ülkeler Silahlı Kuvvetleri’nin dünya yüzeyinde eğitim alanlarının kapsadığı miktar %6’yı bulmaktadır bu rakamla ifade edilen sera gazı katkısı önemli bir miktardır Ayrıca eğitim amacıyla yapılan tatbikatlarda atışların yanlışlıkla yarattığı orman yangınları ve bunların sera gazları emisyonlar ı oluşmaktadır.

2.3 Birleşmiş Milletler üye ülkelerinin yıllık olarak sera gazı emisyonlarının verilerini rapor etmesi istenmektedir Ancak silahlı kuvvetlerden oluşan emisyonlar rapor kapsamı dışında tutulmuş ve gönüllülük ilkesine bırakılmıştır. Bu nedenle askeri kaynaklardan oluşan olumsuz etki net olarak bilinememektedir. Benzer şekilde Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) istatistikleri askeri sektördeki enerji kullanımını dışarıda bırakmaktadır.

Benzer şekilde Ülke Bahriyeleri bu alanda IMO kurallarının dışında tutulmuştur.

3. İKLİM DEĞİŞİKLİLERİNİN BAHRİYELERE OLUMSUZ ETKİLERİ

İklim değişiklikleri Bahriyeleri üç temel alanda etkilemektedir

3.1 Göreve hazırlık

Rutin görevler için Bahriye üstlerinin ve lojistik merkezlerinin normal çalışır durumda bulunması

3.2.Harekât.

İklim değişikliğini önemli sonuçlarından olan kuraklık değişik ülkelerde nüfusun kırsaldan şehirlere doğru göç edişini arttırmakta. Kuraklıkla birlikte nüfusun Gıda gereksinimi karşılayabilmek giderek zorlaşmaktadır. Bu iki temel yönelim ülkelerin sosyal yapısında gerilimlerin yükselmesine yol açarak çatışmaları kışkırtacaktır. Yerel çatışmalar zaman içinde ülkeler arası çatışmalara dönüşmektedir bu ise özellikle denizlerde komşu ülke bahriyelerinin görev çeşitliliğini ve yükünü arttıracaktır

Dünya internet verilerinin yaklaşık %90 7’si denizaltı kablolarıyla taşınmaktadır. Kuzey Kutup bölgesindeki buzulların erimesi ile açılacak yeni kanallarla Çin Rus donanmalarının Atlantik bölgesine kısa yoldan olanağı çıkacaktır bu ise denizaltı tabloları güvenliği açısından Amerika ve batı ülkelerine yeni bir tehdit anlamını taşımaktadır.

3.3 İnsani destek görevleri

Ayrıca iklim değişikliğini koşulları ilave afetlerle mücadele ve insani yardım görevleri getirecektir

Bahriyeler özellikle hava meydanlarının kullanılamaz hale geldiği afet durumlarında kurtarma operasyonları için kilit bir rol üstlenmektedir bu koşullarda Bahriye gemileri ilaç sevkiyatı ilkyardım malzeme malzemeleri ağır iş makinelerinin nakli ve bir iletişim merkezi oluşturma olanaklarını sağlamaktadır. Ancak Bahriye’nin bu ilave görevleri Bir taraftan da karbon salınımını arttırmaktadır

4  ALINABİLECEK ÖNLEMLER

İklim değişikliği etkileri zaman içinde dinamik olduğundan bunlara bağlı olarak yapılacak planlamalar da aynı şekilde dinamik olmak zorundadır. Sahillerde yer alan Bahriye üstleri bakım ve lojistik merkezleri tehdit altına girerken kritik enerji ve malzeme desteği zorlanacaktır

Önlemlerin planlanmasında iki stratejik yol takip edilebilir;

4.1 Değişimlere uyum sağlama

Uyum sağlama açısından bakarsak alınabilecek önlemler arasında

Suya muhtaç operasyonların kuraklık alanlarından uzak bölgeleri çekilmesi

Tesislerin aşırı hava olayları ve baskınlardan korunabilecek ve afet halinde daha kolay toparlanabilecek bir şekilde yeniden yerleştirilmesi düşünülmelidir.

4.2 Değişimlerin etkilerinin azaltılması

Etkileri azaltmanın ana hedefi sera gazı salınımlarının düşürülmesidir bu amaçla Enerji verimliliği daha yüksek teknolojilere ve yenilenebilir yakıtlar lar geçmek düşünülmelidir. Gemilerde, tesislerde ve araçlarda yakıt verimliliği yükseltilmesi ile görevlerin gerektirdiği yakıt ikmali zorunluluğu da azalacaktır Bunun dolaylı bir sonucu Lojistik Destek faaliyetinde insan kayıplarının azalmasıdır.

Etkileri azaltmak için alınacak önlemler, aynı zamanda Bahriye’nin fosil kökenli yakıtlara olan bağımlılığını da azaltacaktır.

4.3 Tarihsel olarak bakıldığında bahriyelerin değişik yakıt kullanım süreçlerinden geçtiği ve bunları başarıyla gerçekleştirdiği görülür Hatırlanacağı gibi rüzgâr i ile başlayan enerji kullanım süreci sırası ile kömür petrol ve son olarak nükleer reaktör e kadar ulaşmıştır.

Savaş gemilerinin yanı sıra bahriyelerin sahil tesislerinde de yenilenebilir enerjilerin kullanılmaya başladığını görmekteyiz bu dönüşüm ayrıca enerji güvenliği bakımından şebeke sistemlerine bağımlılığı azaltmaktadır.

4.4 Bahriyelerin aldığı önlemler kendi durumunu geliştirmeye yararken bir yandan da overall olarak ülkenin iklim değişikliği önlemlerine katkı sağlamaktadır.

Deniz seviyelerinin yükselmesi ile özellikle Med ve Cezir bölgesi kıyılarındaki Üs ve Bakım Rıhtımlarında iskelelerde, Elektrik kablo hatları, sitim ve su devreleri denizaltında kalma riski taşımaktadır. Bu bakımdan öncelikle riskli bölgelerdeki bu hatların yeniden yerleştirilmesi ve yükseltilmesi gerekecektir.

4.5 Alınacak önlemlerin bazıları ancak bilimsel öngörülerin gerçekleşmesi halinde geçerli olacaktır ancak önlem almak içim beklentilerin gerçekleşmesini beklemek çok daha riskli ve maliyetli olduğundan bunların her şartta yapılması gerekli olacaktır. Bu gerçek düşünüldüğünde, alınacak önlemler için sadece kazan-kazan şeklinde bir strateji (karşılığı alınacağından emin olunan yatırım önlemleri). Izlemek bahriyeler için pek uygun düşmemektedir

4.6 Çevre ve iklim koşullarına olumsuz etkileri azaltmak için ilk adım Savaş gemilerinin ekolojik bir şekilde tasarımından ve üretiminden başlar Bunu sağlayacak  faktörlerden bazıları; Enerji verimliliği, atık enerjinin geri kazanımı ve hibrit sevk sistemlerinin kullanılmasıdır. Bu bağlamda ISO14001 sertifikasının öngördüğü ilkelerden yola çıkılabilir.

5. İklim değişikliğinin temel etkilerini;

Hava kirliliği etkisiyle deniz suyunda oluşacak kirlenmeler ve asit oluşumu

O bölgelerden başka bölgelere insan göçü

Hassas bölgelerde çatışmalar oluşturacaktır.

Bunlar ise Bahriyelerin bu kapsamdaki önleme faaliyetini artıracaktır 

5.1 Denizaltılar hava kirliliği nedeniyle denizlerde oluşan değişimler hakkında önemli bilgiler toplayabilmektedir.

İklim değişikliği konusu ulusal düzeyde öneme sahip olup hükümet ve-devlet organları planlamalar ve önlemler konusunda üst düzey strateji ve politikalara bağlı bir şekilde hareket etmek durumundadırlar Böylece bahriye’nin uygulayacağı planlamalar ve önlemler de ulusal stratejileri izleyecektir

5.2 Dikkate alınması gereken bir diğer önemli nokta; iklim
değişikliği ve enerji alanlarının birebir bağlantılı
olduğudur.

KAYNAKÇA :

1.WHY DO MILITARIES CARE ABOUT CLIMATE CHANGE?

https://climatesecurity101.org/faqs/why-do-militaries-care-about-climate-change/
https://webdosya.csb.gov.tr/db/iklim/editordosya/file/eylem%20planlari/Iklim%20Degisikligi%20Eylem%20Plani_TR.pdf
2.CLIMATE CHANGE & THE MILITARY: THE STATE OF THE DEBATE
https://www.envirosecurity.org/publications/climate-change-the-military-the-state-of-the-debate

3.MANAGING CLIMATE CHANGE: LESSONS FROM THE U.S. NAVY
https://hbr.org/2017/07/managing-climate-change#:~:text=Second%2C%20climate%20change%20may%20impair,fleet%20readiness%20will%20also%20increase.
https://digital.library.unt.edu/ark:/67531/metadc949801/

4.THE NAVY IS ON THE FRONT LINES OF ADAPTING TO CLIMATE CHANGE

Yukarda belirtilen genel faktörler Bahriyelerce nasıl uygulamaya yansıtılıyor ?Hazırlıklı olabilmek için nasıl planlama yapılıyor ? Gelecek yazımın konusu..

NATO VE İKLİM DEĞİŞİMİ – 2

İklim değişikliklerinin Operasyonlar, Güvenlik ve Askeri tesisler üzerinde yarattığı olumsuz etkileri gözleyen NATO konuya öncelik tanıyarak önlemler almaya girişmiştir

İklim değişikliklerinin yarattığı anormal kuraklık Toprak bozulmaları, denizin yapısının bozulması Seller bunlardan etkilenen ülkelerde politik stabilitenin bozulmasına Göçlere ve kaynaklar üzerinde rekabete yol açmaktadır Bunların uzantısı olarak NATO üyesi ülkeler de etkilenebilmekte ve NATO’nun belirlediği KURAL ve PLANLAR değişime zorlanmaktadır.

2010 yılından itibaren konu NATO gündemine alınmış ve 2010 STRATEJİK KONSEPTİ DÖKÜMANI ve daha sonra 2014 yılında YEŞİL SAVUNMA OMURGASI dokümanları oluşturulmuştur 

Bunu gerçekleştirmek üzere Öncelikle NATO CLIMATE CHANGE AND SECURITY ACTION PLAN hazırlanmıştır 

Plan’ın ana hatları şu şekilde özetlenebilir

İklim değişiklikleri ve bunun sonuçları küresel düzeyde denge bozulmalarına ve jeostratejik rekabetleri yol açacaktır

Birinci olarak müttefik ülkelerin konu üzerindeki farkındalığı artırılacaktır

İkinci olarak klima değişikliğine adaptasyonu sağlanacaktır

Üçüncü olarak iklim değişikliğini etkilerinin azaltılmasına katkı sağlanacaktır.

Dördüncü olarak konu üzerinde uluslararası ya da bölgesel iş birlikleri geliştirilecektir

Bu maddeler üzerinde sağlanacak gelişmeler NATO’nun 2022 ortak toplantısında ilk olarak değerlendirilecektir

NATO’nun bu maddeler bağlamında güncel olarak yaptığı çalışmalar şöyledir;

 NATO mensubu subayların çevre konuları üzerinde eğitilmesi

 Enerji verimliliğinin arttırılması ve fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması için yöntemler geliştirilmesi

 Askeri operasyonların çevre üzerindeki olumsuz etkilerini yok etmek ya da azaltmak üzere önlemler alınması

 Askeri tesislerin iklim değişimi koşullarına göre adapte edilmesi

İKLİM DEĞİŞİMİ VE BAHRİYE İLİŞKİSİ – 1

1.GİRİŞ

1.1 İnsan faaliyetleri sonucunda yerkürenin Karaları, atmosferi ve okyanuslarında ortalama sıcaklık hızlanarak Bugüne dek görülmeyen değerlere erişte.  Hatta oluşan değişimlerin bir kısmı yakın gelecekte geri dönülemeyecek noktalara geldi. Örneğin Deniz seviyesindeki yükselmeler, buz tabakalarındaki erimeler, kuruyan göller vb.  

1.2 İnsan varlığını giderek tehdit eden ve Artık her gün içinde yaşayarak gözlemlediğimiz bu Keskin dönüşümlerin dünya Bahriyeleri için nasıl bir yansıması oluyor? nasıl değerlendiriliyor ve ne gibi önlemler almaya zorlanıyor?

1.3 Konuya bu bağlamıyla girebilmek için öncelikle iklim değişikliğinin dünya ve özelde ülkemiz için etkilerinin neler olduğuna kısaca göz atmak gerekir.

2. BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE KONU

2.1 İklim değişikliğinin küresel bağlamda etkilerini değerlendirmek ve önlemler saptamak üzere Birleşmiş Milletler Örgütü içinde IPCC – INTERGOVERMENTAL PANEL ON CLIMATE CHANGE grubu oluşturulmuştur. Grubun 2021 yılı içerisinde yapılmış olan son toplantısına ait rapor içeriği buradan incelenebilir

2.2 Türkiye bu Grubun bir üyesidir.

2.3 Birleşmiş Milletler ‘in iklim değişikliği üzerindeki aşağıdaki verileri bu değişimleri sayısal somut sonuçlar olarak doğrulamakta.

Dünyamızın ortalama sıcaklığı 1800 yılların sonlarına göre 1,2 derece artmış durumda.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

 

 2.4 GREENHOUSE Gazlarının Yoğunluğu

 Greenhouse gazları tanımı ile atmosferde ısının yüzeyden yansımasını engelleyerek ısı birikimine, dolayısı ile sıcaklık yükselmelerine neden olan gazları (Karbondioksit, Metan vd.) belirtmektedir. 

CO2e Atmosferdeki karbondioksit miktarı Standart ölçüm birimi. Burada, karbondioksit miktarının hacimsel olarak taşınabilen miktarı (parts per milion) olarak belirtilmektedir. Bu temel alınarak diğer GreenHouse gazlarının etkisi CO2e ile aynı etkiyi yaratacak karbondioksit miktarını göreceli olarak ifade etmektedir.

2.5  Ortalama sıcaklık üç buçuk milyon yıldan beri en yüksek değeri ne ulaşmış   durumda

Atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu endüstri öncesi dönemlere göre %148 artmış halde.

 Kutup bölgelerindeki yüzey hava sıcaklıkları küresel ortalamaya nazaran 2 kat fazla

2.6  Tehlike sınırı olarak görülen 1,5 derecelik artışı tutturabilmek için ülkeler 2020 ve 30 yılları arasında fosil yakıt tüketimlerini yılda %6 azaltmak zorunda. 

Küresel ısınma Global su çevrimlerinin hız ve niteliğini de etkilemekte. 

Karbondioksit emisyonu arttıkça yerkürenin ve denizlerin karbondioksiti absorbe edebilme kapasitesi düşmekte. 

Atmosferde net 0 karbondioksit yoğunluğu elde edilebilmesi için karbondioksit salınımlarının maksimum absorbe edilen karbondioksit miktarını geçmemesi gerekiyor.

 

 3. TÜRKİYE

 3.1 Dünya çapında yapılan çalışmalara göre Türkiye iklim değişikliğinden ciddi etkilenecek. 2020 yılı üçüncü en sıcak yıl oldu tarihinde.

 3.2 Greenhouse gazları salınımı bakımında küresel katkısı %1. Ancak kömür hala öncelikli enerji kaynağı olarak niteleniyor ve teşvik alıyor.

  3.3 Yıllık ortalama sıcaklık ve maksimum sıcaklık değerleri sürekli yükselmekte. Son 120 yıllık ortalama sıcaklık değişimi aşağıdaki grafta izleniyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRESEL GÖSTERGELER

            

 3.4    Ülkemiz iklim değişikliği ve alınacak önlemler üzerinde oluşturulan uluslararası Paris Antlaşması’nı henüz imzalamadı

Türkiye gelişmiş ülkeler sınıfında değerlendirildiği için bu alanda verilen fonlardan yararlanamamaktadır. Bu nedenle Gelişmekte olan ülkeler grubuna katılana dek anlaşmanın imzalanmayacağı deklere edilmiştir. 

 3.5 Çoğunluğu karbondioksit olmak üzere yılda yaklaşık 500 milyon ton GreenHouse gazı atmosfere salınmakta. Emisyonun yaklaşık beşte biri ormanlar tarafından geri emilmektedir. 

21 yüzyıl Oyunca Türkiye’de ortalama sıcaklığın 2- 3 derece artması ve en çok Güney Doğu Anadolu ve Güney Ege bölgelerinde oluşması beklenmektedir. 

 3.6 Ona karşı Kuzeydoğu Anadolu’da nem oranlarının yükselecek olması nedeniyle daha yoğun yağış ve Seller beklenmekte. Yakın zamanda bunun örneklerini ve oluşabileceği boyutları maalesef gözlemledik.

Yükselen ortalama sıcaklıklar orman yangınlarında da paralel bir artışı yansıtmakta. 1960 ile 2015 yılları arasında orman yangınlarının yükselme eğilimi aşağıdaki grafikte görülmektedir Koşullar Değişmezse bu eğilim artarak devam edecektir.

 3.7 Türkiye nüfusunun yaklaşık %75 i şehirlere göç etmiş olup bunların büyük çoğunluğu ise sahil bölgelerinde yerleşmişlerdir. 

Deniz seviyesinde ortalama yükselme 12 mm/yıl olmakla birlikte büyük nehir ağızlarındaki bölgelerde suyun yayılması daha fazla olacaktır.

 3.9 Türkiye iklim değişikliğinin getirmekte olduğu sorunları çözümlemek üzere GENEL STRATEJİ başta olmak üzere bir dizi önlemler / MEVZUAT geliştirmektedir.

 Ancak prosedürlerde hala eksikliler bulunduğu ve mevzuatın UYGULANMASINDA dahi gerilerde kalındığı yaşanan afetlerle ortaya çıkmaktadır.

Bundan sonraki bölümde, konunun NATO çerçevesinde nasıl ele alınmakta olduğu aktarılacaktır.