İKLİM DEĞİŞİMİ VE BAHRİYE İLİŞKİSİ – 1

1.GİRİŞ

1.1 İnsan faaliyetleri sonucunda yerkürenin Karaları, atmosferi ve okyanuslarında ortalama sıcaklık hızlanarak Bugüne dek görülmeyen değerlere erişte.  Hatta oluşan değişimlerin bir kısmı yakın gelecekte geri dönülemeyecek noktalara geldi. Örneğin Deniz seviyesindeki yükselmeler, buz tabakalarındaki erimeler, kuruyan göller vb.  

1.2 İnsan varlığını giderek tehdit eden ve Artık her gün içinde yaşayarak gözlemlediğimiz bu Keskin dönüşümlerin dünya Bahriyeleri için nasıl bir yansıması oluyor? nasıl değerlendiriliyor ve ne gibi önlemler almaya zorlanıyor?

1.3 Konuya bu bağlamıyla girebilmek için öncelikle iklim değişikliğinin dünya ve özelde ülkemiz için etkilerinin neler olduğuna kısaca göz atmak gerekir.

2. BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE KONU

2.1 İklim değişikliğinin küresel bağlamda etkilerini değerlendirmek ve önlemler saptamak üzere Birleşmiş Milletler Örgütü içinde IPCC – INTERGOVERMENTAL PANEL ON CLIMATE CHANGE grubu oluşturulmuştur. Grubun 2021 yılı içerisinde yapılmış olan son toplantısına ait rapor içeriği buradan incelenebilir

2.2 Türkiye bu Grubun bir üyesidir.

2.3 Birleşmiş Milletler ‘in iklim değişikliği üzerindeki aşağıdaki verileri bu değişimleri sayısal somut sonuçlar olarak doğrulamakta.

Dünyamızın ortalama sıcaklığı 1800 yılların sonlarına göre 1,2 derece artmış durumda.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLERDE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ

 

 2.4 GREENHOUSE Gazlarının Yoğunluğu

 Greenhouse gazları tanımı ile atmosferde ısının yüzeyden yansımasını engelleyerek ısı birikimine, dolayısı ile sıcaklık yükselmelerine neden olan gazları (Karbondioksit, Metan vd.) belirtmektedir. 

CO2e Atmosferdeki karbondioksit miktarı Standart ölçüm birimi. Burada, karbondioksit miktarının hacimsel olarak taşınabilen miktarı (parts per milion) olarak belirtilmektedir. Bu temel alınarak diğer GreenHouse gazlarının etkisi CO2e ile aynı etkiyi yaratacak karbondioksit miktarını göreceli olarak ifade etmektedir.

2.5  Ortalama sıcaklık üç buçuk milyon yıldan beri en yüksek değeri ne ulaşmış   durumda

Atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu endüstri öncesi dönemlere göre %148 artmış halde.

 Kutup bölgelerindeki yüzey hava sıcaklıkları küresel ortalamaya nazaran 2 kat fazla

2.6  Tehlike sınırı olarak görülen 1,5 derecelik artışı tutturabilmek için ülkeler 2020 ve 30 yılları arasında fosil yakıt tüketimlerini yılda %6 azaltmak zorunda. 

Küresel ısınma Global su çevrimlerinin hız ve niteliğini de etkilemekte. 

Karbondioksit emisyonu arttıkça yerkürenin ve denizlerin karbondioksiti absorbe edebilme kapasitesi düşmekte. 

Atmosferde net 0 karbondioksit yoğunluğu elde edilebilmesi için karbondioksit salınımlarının maksimum absorbe edilen karbondioksit miktarını geçmemesi gerekiyor.

 

 3. TÜRKİYE

 3.1 Dünya çapında yapılan çalışmalara göre Türkiye iklim değişikliğinden ciddi etkilenecek. 2020 yılı üçüncü en sıcak yıl oldu tarihinde.

 3.2 Greenhouse gazları salınımı bakımında küresel katkısı %1. Ancak kömür hala öncelikli enerji kaynağı olarak niteleniyor ve teşvik alıyor.

  3.3 Yıllık ortalama sıcaklık ve maksimum sıcaklık değerleri sürekli yükselmekte. Son 120 yıllık ortalama sıcaklık değişimi aşağıdaki grafta izleniyor.

ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRESEL GÖSTERGELER

            

 3.4    Ülkemiz iklim değişikliği ve alınacak önlemler üzerinde oluşturulan uluslararası Paris Antlaşması’nı henüz imzalamadı

Türkiye gelişmiş ülkeler sınıfında değerlendirildiği için bu alanda verilen fonlardan yararlanamamaktadır. Bu nedenle Gelişmekte olan ülkeler grubuna katılana dek anlaşmanın imzalanmayacağı deklere edilmiştir. 

 3.5 Çoğunluğu karbondioksit olmak üzere yılda yaklaşık 500 milyon ton GreenHouse gazı atmosfere salınmakta. Emisyonun yaklaşık beşte biri ormanlar tarafından geri emilmektedir. 

21 yüzyıl Oyunca Türkiye’de ortalama sıcaklığın 2- 3 derece artması ve en çok Güney Doğu Anadolu ve Güney Ege bölgelerinde oluşması beklenmektedir. 

 3.6 Ona karşı Kuzeydoğu Anadolu’da nem oranlarının yükselecek olması nedeniyle daha yoğun yağış ve Seller beklenmekte. Yakın zamanda bunun örneklerini ve oluşabileceği boyutları maalesef gözlemledik.

Yükselen ortalama sıcaklıklar orman yangınlarında da paralel bir artışı yansıtmakta. 1960 ile 2015 yılları arasında orman yangınlarının yükselme eğilimi aşağıdaki grafikte görülmektedir Koşullar Değişmezse bu eğilim artarak devam edecektir.

 3.7 Türkiye nüfusunun yaklaşık %75 i şehirlere göç etmiş olup bunların büyük çoğunluğu ise sahil bölgelerinde yerleşmişlerdir. 

Deniz seviyesinde ortalama yükselme 12 mm/yıl olmakla birlikte büyük nehir ağızlarındaki bölgelerde suyun yayılması daha fazla olacaktır.

 3.9 Türkiye iklim değişikliğinin getirmekte olduğu sorunları çözümlemek üzere GENEL STRATEJİ başta olmak üzere bir dizi önlemler / MEVZUAT geliştirmektedir.

 Ancak prosedürlerde hala eksikliler bulunduğu ve mevzuatın UYGULANMASINDA dahi gerilerde kalındığı yaşanan afetlerle ortaya çıkmaktadır.

Bundan sonraki bölümde, konunun NATO çerçevesinde nasıl ele alınmakta olduğu aktarılacaktır.

IPS PROJELERİ YÖNETİMİ ..ÖRNEK ABD’ DE PMS-320

8.1 Yazı dizimin ilk bölümünde Entegre Elektrik Güç Sisteminin (Integrated Power System – IPS) savaş gemilerinde kullanımının tarihçesine kısaca değinmiştim. Hatırlanacağı üzere, sistemin ilk uygulamaları 1915 yılında başlamıştı.

8.2 Elektrik Endüstrisi içerisindeki yeni buluşlar gerek silah sistemleri gerek sensörlerde oluşan ve ivmelenerek artan teknolojik gelişmeler, savaş gemileri enerji gereksiniminin tek bir yapı içerisinde bütünleştirilmesinin en akılcı çözüm olacağını göstermiştir. Bu fikir birçok ülke bahriyesi tarafından giderek benimsenmektedir.

 8.3 Her ne kadar bu fikre temel olan teknolojik gelişmeler belirli bir düzeye gelmişse de çalışmalar geleceğe yönelik olarak, süregelmektedir.  Yani sistemi oluşturan teknolojilerin tam bir olgunluk düzeyine geldiği söylenemez.

 8.4 Bu bakımdan ana fikir benimsenmekle beraber, uygulamaya geçiş, bu dinamik etkilerle ayrı bir zorluk arz etmekte ve çözümlere yönelik dönüşümü en uygun şekilde yönetecek ve gerçekleştirecek bir yapının kurulmasını gerekli kılmaktadır.

Bu yazımda böyle bir yapılanmaya örnek olabilecek ABD Bahriye senin organizasyonuna ve yaklaşımını özetle değineceğim.

8.5 ABD bahriyesi konu üzerindeki ilk yol haritasını (TECHNOLOGIC DEVELOPMENT ROADMAP – TDR ) 2007 yılında yayınlamıştı. Bu yol haritasında zamanki mevcut teknolojik olanaklar ile Bahriye’nin mevcut ve gelecekteki istekleri, dikkate alınarak aradaki teknolojik boşluklar belirlenmiş ve öneriler açıklanmıştır.

Örnek olarak IPS uygulaması yapılacak FFG 62 fırkateyn hakkında genel bilgiler aşağıdaki videoda yer almakta.

8.6 Yol haritası (TDR) 30 yıllık bir zaman suresini hedef almış ve hedeflerini yakın, orta ve uzun vadede gerçekleştirecek şekilde bölmüş ve belirlemiştir

 8.7 Yakın zaman için Hedefler:

 Gelişmiş silah ve sensörleri destekleyecek enerji magazinleri

 Enerjinin geri kazanımı

 Enerji magazinleri güç kontrol sistemleri ve enerji geri kazanım aygıtları için prototiplerin geliştirilmesi

 Orta voltaj DC teknolojileri

8.8 Orta zaman dilimi için Hedefler

İleri teknoloji silah ve sensörlerin geliştirmeye devam etmesi

 Modüler yaklaşımın geliştirilmesi

 8.9 Uzak zaman dilimi için Hedefler

 Daha güçlü, odaklanmış enerji silahlarının geliştirilmesi

 Modüler aygıt birimlerinin genişletilmesi

 Güç sisteminin daha dengeli olabilmesi

 Güç sistemlerinin daha otonom, küçük, hafif ve düşük maliyetli hale getirilmesi

 8.10 Bu üç zaman dilimi için öngörülen hedefleri gerçekleştirmek üzere, ABD Bahriyesi öncülüğünde Bahriye, Endüstri ve Akademi kaynakları iş birliği yapmaktadır. Bu noktaya önemle dikkatinizi çekmek isterim. 

TDR Her iki yılda bir üye kuruluşların katılımıyla güncellenmektedir.

8.11 Bu yol haritası bir tedarik stratejisi veya tekil platformlar için belirlenmemiştir. Bunların her biri ayrı bir program ve proje konusudur.

 YOL HARİTASININ UYGULANMASI

8.12 ABD Bahriyesinin teknik projeleri NAVAL SEA SYSTEMS COMMAND – NAVSEA çatısı altında değerlendirilmekte ve yönetilmektedir. NAVSEA nin genel organizasyonu aşağıdaki şemadaki gibidir.

8.13 IPS Programının yürütüldüğü PMS 320 OFİSİ bu yapıda sol üs köşedeki PSO gurubu içinde yer almaktadır.Program temelleri hakkında daha detaylı bilgi için Kaynakça 2. de yer alan VİDEO yu izlemenizi öneririm.

 8.14 ELECTRIC SHIPS Projesi için 2006 yılında Amiraller düzeyinde bir yönetim kurulu oluşturulmuştur.

Kurul temelde bilim ve teknolojideki gelişmeleri ve ARGE ye ayrılan olanakları dikkate alarak projenin gelişim temposunu belirlemektedir.

 8.15 Kurulun önerisi ile 2007 yanında ELEKTRİKLİ GEMİLER OFİSİ – PMS 320 oluşturulmuştur. Ofis ilk olarak gelecek nesil Entegre güç sistemleri üzerine ayrı bir TDR geliştirmiştir. Donanmaca yakıt tüketiminin 2020 yılına kadar %15 azaltılması öngörülmesi ile sonradan, yakıt tasarrufu ve enerji güvenliği alanı yüksek öncelikle ve ayrıca kapsam içine alınmıştır.

8.16 Güncel ve ileriye yönelik teknolojileri değerlendirmek üzere ayrı bir çalışma grubu TEKNOLOJİ WORKİNG GROUP – TWG. kurulmuştur. Grubun üyeleri Bahriye içindeki teknik kuruluşlardan alınmıştır.

Teknolojik gelişmeler başta Bahriye istekleri dikkate alınmadan endüstrinin kendi içindeki durumuna göre izlenmiştir.

Bu belirlendikten sonra hangilerinin direkt olarak Bahriye uyarlanabileceği, hangilerinin değişikliklerle kullanılabileceği veya geliştirilebileceği saptanmıştır. 

8.17 Grubun odaklandığı alanlar

 Güç kontrolü

 Enerji Dağıtımı

 Enerji depolaması

 Elektrik motorları

 Güç konvertörleri

 Ana tahrik üniteleri

Bir örnek olmak üzere enerji depolama sistemlerinin Bahriyede uygulanabilmesi için şu şartları karşılaması gerekli görülmektedir;

 Şok direnci

 Yüksek sıcaklıklarda dengeli kalabilmesi

 Alçak sıcaklıklarda çalışabilmesi

 Standart batarya yönetim yönergesine uyumlanabilmesi

 Daha gelişmiş Güvenlik

 Daha gelişmiş Ömür ve servis ömrü

 Toplam bakım maliyeti düşüklüğü

 Büyük çoğunluğunu sağlamak üzere Entegre soğutma sistemi

 Düşük hacım 

Bir diğer örnek; gemi ana sevk sistemi üzerinde Bahriye’nin özel istekleri;

Daha verimli düşük maliyetli ve kolay idame ettirilebilir olması

Şok’a dayanıklılık

 Operasyonel ortamlara dayanıklılık

Değişken operasyonel çalışma koşullarına uyum.

Bahriyede sevk sistemleri Ticaret gemilerine göre çok daha fazla ivme değişimleri, süratli geçişler gerektirmekte ve makineler düşük yüklerde daha uzun süre çalışmaktadırlar. Makinelerde uzak ve süratli sürat geçişleri lise malzemeler üzerinde Termal ve mekanik olarak Yorulma dayanıklılığının düşürmektedir 

Düşük Gürültü İzdüşümü 

8.18 ABD Bahriyesince Research and Development departmanından ayrı bir ARGE konsorsiyumu oluşturulmuştur. Başlangıçta bu konsorsiyuma Florida State University, Massachusetts Institute of Technology, Mississippi State Üniversite, Purde Üniversity, U.S. Naval Academy, Üniversity of South Carolina ile University of Texas / Austin seçilmişlerdir. Burada dikkat çeken nokta USNA nin grup içinde olmasıdır.

8.19 Konsorsiyumun oluşturulmasındaki temel amaç , konu üzerinde üniversitelerin kapasitelerinin değerlendirilmesi ve aynı zamanda hem Akademi hem endüstri için gerekli elemanların yetiştirilmesidir.

Konsorsiyum her üniversitenin birer temsilcisinin bulunduğu  Yönetim Kurulu tarafından yönlendirilmektedir. 

Konsorsiyum çalışmalarıyla şu konularda katkı sağlamıştır;

Modelleme ve simülasyon

Prototipleri geliştirilmesi ve test edilmesi

Endüstriye teknolojik bilgi ve yazılım sağlanması

Modelleme ve simülasyon üzerinde workshoplar

Konular üzerinde 300’den fazla makale

50’den fazla öğrencinin araştırmalarla lisansüstü diploma edinmesi

Ayrıca MIT Üniversitesi aktif görevdeki bazı Bahriye subaylarına ve Sahil Güvenlik subaylarına Gemi inşa ve Bahriye mühendisliği ( Naval Engineering) konularında lisans programları sağlamış ve yetiştirmiştir.

8.18 Konsorsiyum sonradan yıllık rutin toplantılarına bir de endüstri ile yapılan toplantıları katmıştır. Bu toplantılara bahriyenin temsilcileri yanısıra ilgili diğer devlet temsilcileri, tersaneler ve endüstriyel kuruluş temsilcileri katılmaktadır. Konsorsiyum Ayrıca ASNE ve IEEE Mühendis odalarının bu konular üzerinde kendi bünyelerinde çalışmalar yapmasına yardımcı olmaktadır. 

8.20 ARGE Çalışmaları kapsamında her üniversitelerin test laboratuvarı, yazılım olanakları vb. kendine özgü olanakları değerlendirilmiştir. Örneğin MIT Üniversitesinin hidrodinamik laboratuvarları, Mississippi Üniversitesinin yüksek voltaj laboratuvarları. Gibi.

 ESO da Aktif olarak görev almış Mühendis Bahriye subaylarının bazıları emekli olduktan sonra USN PGS de ENERJİ Bölümünün kurulmasında rol almışlar ve burada çalışmalara katkı sağlamışlardır. 

KAYNAKÇA :

1. Technology for the United States Navy and Marine Corps, 2000-2035: Becoming a 21st-Century Force: Volume 2:

2. US Navy Electrical Leap Forward… A Vision for the Future ONR Technology Development

3.Technology. Washington, DC: The National Academies Press. https://doi.org/10.17226/5863.

4.NAVAL POWER AND ENERGY SYSTEMS

5.Roadmap to an Electric Naval Force  Article · July 2002

6.NavalPowerSystemsTechnologyRoadmap.pdf

IPS İÇİN BİR ÖRNEK ..FREMM SNF.FIRKATEYN – 4

 8.1 Savaş gemileri için Elektrikli Tahrik Sistemleri (IPS) hakkında genel bilgileri bundan önceki 3 yazımda derlemiştim.

Dünya bahriyelerinde yer alan ve bu sisteme sahip bazı gemiler:

8.2 Konuyu gemi bazında örneklemek üzere, bu yazımda İtalyan FIRCANTIERI  Tersanesince geliştirilen ve daha sonra ABD Bahriyesi içinde olmak üzere değişik ülkelerce benimsenen FREMM  sınıfı gemileri kısaca ele alacağım

9. PROJENİN GELİŞİMİ

9.1 Bu projenin başlangıcı 2007 yılına kadar uzanmakta ve İtalyan ve Fransız bahriyelerinin mevcut fırkateynlerini yeni bir jenerasyonda ortak olarak yenilemesi kararına dayanmaktadır. Başlangıçta ortak projede 17 adet geminin Fransa için 10 adetinin de İtalya için inşa edilmesi öngörülmüştür. Ancak gerek gemilerin adetleri, gerekse üzerilerinde yer alacak sensör ve silahların cinsleri zaman içerisinde sürekli değişimler göstermiştir

9.2 İtalyan bahriyesi bugüne dek 10 gemilik projeden 8’ini tamamlayarak hizmete almıştır .Geriye kalan 2 tanesi ise Mısır  Bahriyesine satılmıştır. 

9.3 Fransız bahriyesi başlangıçta projede 17 gemiye sahip olmayı öngörmüştü.2008’de bu miktarı 5 adet FTI sınıfı yeni  fırkateyn projesine başlamak üzere 8’e düşürmüştür. 2014 yılı bütçelemesi ne göre FREMM   sınıfının beher gemisinin 860 milyon euro a mal olması planlanmıştır.

    Makine dairesi görünümü

9.4 FREM sınıf gemiler değişik donanımlarla bazı devletlerin bahriyelerinde hizmete girmiştir.

 9.4.1 FAS  donanmasında 1 adet yer almaktadır.

9.4.2 2017 yılında Kanada bahriyesine Fransız hükümetince 15 adetlik bir teklif verilmiş ancak teklif kabul görmemiştir.

9.4.3 2016 yılında Avustralya Bahriyesinin açtığı ihaleye FIRCANTIERI tarafından teklif verilmişse de ihaleyi BAE  firması kazanmıştır.

9.5 ABD Bahriyesi planlamalarına kattığı yeni DDX 40  gemiler için bu sınıf gemileri de dikkate almış ve değerlendirme sonucunda FINCANTIERI  firmasına  ile  2020 yılında anlaşmaya varmıştır. ABD Her yıl bir tane olmak üzere ilk aşamada 10 gemiyi hizmete alacaktır. Gemiler FINCANTIERI  firmasının ABD de konuşlu MARIETTE  tersanesinde inşa edilecektir Ana tasarım FREMM olmakla birlikte gemiler Amerikan şartnameleri isteklerine ve değişikliği öngörülen sistemlere göre tasarlanacaktır. 

9.6 Endonezya bahriyesi Haziran ayı içinde imzalanan bir sözleşme ile FIRCANTIERI firmasında 6 adet FREMM sınıfı fırkateyn inşasını benimsemiştir.

9.7 İtalyan bahriyesinde hizmetli olan frame Sınıfı 2 gemi Al Galala (FFG 1002)  Bernees (FFG 1003)İsimleri altında 2020 ve 2021 yılları İçinde Mısır Bahriyesine devredilmiştir.

9.8 YUNANİSTAN Bahriyesi de bu sınıf fırkateynler ile 2009 yılından itibaren ilgilenmeye başlamıştır. Fakat rekabet koşulları ile bütçe sınırlamaları nedeniyle bu ilgi dağılmış ve ihaleler iptal edilmiştir.Mayıs 2021 içinde bu kez Fransız NAVAL  GROUP, 4 adet FDI sınıfı Fırkateyni için yeniden teklif vermiştir.Bu sınıf gemileri örnek seçmemdeki bir diğer neden komşu Yunanistan Deniz Kuvvetleri’nin yeni fırkateyn projesi için bu gemilerinde teklif edilmiş olmasıdır

10. TEKNE KAREKTERİSTİKLERİ

https://youtu.be/qp0Vc6_IleI

Orijinal tasarımı FINCANTIERI Tersanesince geliştirilen FREMM   sınıfının İtalyan ve Fransız Bahriyelerindeki uygulamalarına ait tarihçe ile detaylı genel karakteristikleri burada bulabilirsiniz.

Orijinal FREMM Sınıfı ( F590 CARLO BERGAMİNİ)

Overall length            144 .00 m

Length between perpendiculars          132 .50 m

Max breadth                 19 .70 m

Full load displacement abt .            6 500 t

Draft                                                5 .10 m

Max continuous speed (GT mode)                      ≥27 knt

Max continuous speed (Electric mode)         16 knt

Max speed (auxiliary propulsion)                7 knt

Range at 15 knt    6 000 nm

Endurance             45 days

Crew                      145 people

Total accommodation                                               200 people

  1. ENERJİ VE TAHRİK SİSTEMİ

11.1 CODLAG SİSTEMİ ile : •

   1 x 32 MW Gas Turbine •

   2 x 2.2 MW EPM Electrical Generating System 

    4 x 2 .1 MW DD/GG Propellers

     FCPP Azimuth propeller.electrical driven 

11.2 Bu sınıf fırkateynlerin orijinal konfigürasyonu  böyle olmakla birlikte diğer ülkelerin kendi isteklerine göre değişik konfigürasyonlar oluşturulmaktadır. 

Örneğin ABD   bahriyesi için inşa edilecek FFG 62  sınıfı gemilerde LM 2500+4G gaz türbini ile birlikte 4  adetMTU 20V 4000 M53B  dizel jeneratör seti kullanılacaktır

 Bu setler toplam olarak 12MW  tahrik gücü ve diğer gemi enerji gereksinimini karşılayacaktır.

11.3 Benzer şekilde ,L3Harris firmasından  tahrik ve elektrik sistemleri, köprüüstü ve seyir sistemleri ile uçuş kontrol sistemlerinin tümünü entegre  edecek bir sistem oluşturması istenmiştir. 

Ayrıca ABD bahriyesi birçok silah, kontrol ve makine ekipmanının ABD içerisinde üretilmesini ( ilke olarak örneğin donanmanın diğer fırkateynlerinde kullanılan  atış kontrol ve komuta sistemi bu gemilerde de kullanılacaktır ) öngörmüştür.

11.4 İtalyan bahriyesindeki FREMM sınıfı gemilere gemi üzerindeki silah sistemleri hariç diğer tüm sistemleri kontrol eden ortak bir sistem  konmuştur. Fırcantıerı firmasının bir alt kuruluşu olan SISTEMA firmasının geliştirdiği entegre platform kontrol sistemi SEASTEMANavy (IPCS) tüm makine sistemlerinin navigasyon yara savunma sistemlerini tek bir yapı altında izleyebilme ve kontrol imkanı vermektedir.

SISTEMA Firması Broşüründen alıntı

.

11.5 Sisteme ait daha detaylı bilgi firmanın bu sitesinden görülebilir.

11.6  Sistem Türkiye sahil güvenlik Komutanlığının RMK tersanesinde inşa ettirdiği SG701 – 704 bordo numaralı gemilerde kısmen monte edilmiştir.

  1. SİLAH VE SENSÖRLER

El alınan konu ağırlıklı olarak gemi güç sistemleri olduğundan bu başlık altındaki özelliklere burada yer verilmemiştir. İlgilenenler için ;

Bakınız REF.

  1. PROJE MALİYETLERİ

 İlk Gemilerin maliyetleri bilindiği üzere çoğunlukla seri gemi maliyetlerinin üzerinde oluşmaktadır Ayşe Arda verilen maliyet değerleri ise seri gemiler için oluşan değerlerdir. 

13.1·  FRANSA        :  670 million (2014) / beher gemi

          İTALYA           :  598 million (2016) / 

          FAS                 :  470 million (2014) / 

          USA                : US$ 795 million (2020)

 14. Yukarıda verilen örneklerden Görüldüğü üzere IPS bugün dünya bahriyelerinde giderek yaygın bir ilgi ve tercih görmektedir.

15. Bundan sonraki yazımda IPS alanına ABD Bahriyesinin nasıl yaklaştığını ve bu alandaki projeleri yönetmek üzere nasıl organize olduğunu ele alacağım.

KAYNAKÇA :

1. https://msd-mag.com/2021/04/articles/ship-design-technologies/22530/fremm-design-a-success-in-modern-naval-development/

2.https://www.fincantieri.com/en/products-and-services/naval-vessels/bergamini-class/

3.https://www.researchgate.net/publication/337800689_Geared_Electric_Propulsion

4.https://www.edrmagazine.eu/sna-2021-updates-on-ffg-constellation-class-frigate-programme

 

SAVAŞ GEMİLERİNDE ENTEGRE GÜÇ SİSTEMLERİ – 3

ENTEGRE ELEKTRİKLİ TAHRİK SİSTEMLERİ hakkında giriş niteliğinde bilgileri birinci ve ikinci bölümlerde derlemiştim.

6. MEVCUT ELEKTRİK SİSTEMLERİ

6.1 Savaş gemilerinde en çok kullanılan elektrik güç kaynağı 440 / 115 VAC 50/60 HERTZ frekanslı jeneratörler ve toprak bağlantısız dağıtım sistemleridir. Daha sınırlı cihazlarla kullanmak üzere 440 / 115 VAC 400 HERTZ sistemlerde vardır.

6.2 Gemi aydınlatma sistemi, Transformerler aracılığıyla 115 VAC 60 Hertz 3 Faz ve topraksız şekilde beslenir buna uygun cihazların beslenmesi de bu devre üzerinden sağlanır.

 6.3 400 AC sistemlerde ise servis gücü motor jeneratör setlerinden ya da Solid State devreler üzerinden beslenir. 

 6.4 YÜK gereksinimleri 1000 amperi geçtiği zaman 4.16 kilovolt sisteme geçilir. Bu durumda servis sistemine rectifier üzerinden 1000 VDC dağıtım yapılabilir 

 6.5 Savaş gemilerinde Elektrik enerji sistemi dört ayrı tip yük beslemektedir 

Görev için gerekli yükler

Görev için önemli yükler; örneğin tahrik sistemi

Görev için Gerekliliği bulunmayan yükler; örneğin ısıtma

Yeni teknolojinin getirdiği yükler; örneğin yeni silahlar, sensörler

ÖNGÖRÜLEN GÜÇ SİSTEMLERİ MİMARİSİ

7.1 Önceki yazımda anlatıldığı gibi savaş gemilerinde Entegre Elektrik Tahrik sistemi kullanımı yeni olmayıp 1900 li yıllara kadar geri gider. Ancak yapılan prototip uygulamalar o zamanlarda mekanik ünitelerde sağlamış olan teknoloji ve verimliliği gerisinde kalmıştı. Bir süre sonra yüksek dayanımlı manyetik materyaller ve Solid State Elektronik alanındaki büyük aşamalar ile daha verimli ve küçük hacimli hafif motorların geliştirilmesi mümkün olmuştu. Böylece bunlar geniş hacimli ve ağır mekanik ünitelerin yerini alacak hale gelmiştir. 

7.2Konvansiyonel güç paketlerinin yerini alacak yeni modüler enerji paket sistemleri geliştirilmektedir.

7.3 IPS ni etkileyen ve tasarımda dikkate alınması gereken noktalar şunlardır;  

Tekne FORMU  

Gürültü izi  

Şok 

Ayakta kalabilme (Survavibility)

Ağırlık ve hacim sınırlamaları

Güç Sistemi yerleşimi (ring /zone) 

 Ortam etkileri (örn. elektromanyetik alan)

 Elektromanyetik iz

7.4 IPS sisteminin getirdiği büyük avantajlardan birisi sistemi oluşturan birimler arasında mekanik bağlantı zorunluluğunun ortadan kalkmasıdır. Birimler artık birbirlerine elektrik kablolar ve servis tabloları üzerinden bağlanmaktadır. Bu ise tasarım açısından büyük bir esneklik getirmektedir Artık birimlerin aynı bölümlerde yer alması şart değildir. IPS im getirdiği bir diğer avantaj daha birimlerin modüler bir yapıya kavuşturulabilmesidir. Bu sayede gemi bünyesinde yerleşim kolaylığı getirildiği gibi zamanla gelişecek yeni sistemlere ait modülleri mevcut olanlarla değiştirilebilir.  Açıklanan bu avantajlar çerçevesinde IPS üniteleri bugün modüler olarak tasarlamakta ve üretilmektedir.

 7.5 IPS i oluşturan ana alt sistemler şunlardır

Güç ürettim modülü

        Gaz türbini, Dizel, Yakıt hücreleri

 Tahrik Elk.motoru modülü

         Senkron, Sabit manyetik alanlı, Endüksiyon,

          HTS, senkron, HTS 

Yakın zamanda yüksek voltaj uygulamalarında artık endüksiyon ve DC motorların yerini Sabit manyetli veya DC motorlar almakta. Bazı gemilerde tümü ile AC bazılarında ise AC/DC karma üniteler kullanılmakta

 Enerji depolama modülü

 Kurşun asitli batarya, LI- ON Batarya, Süper kapasitörler, Manyetik enerji depolama

 Güç dönüşüm (konverterler) modülü

Güç dağıtım ve Otomasyon modülü

 7.6 Integrated Reconfigurable Intelligent System (IRIS) sayesinde gemi üzerindeki Makine tahrik, seyir, silahlar, sensörler (radarlar), akışkanla çalışan (örn:hidrolik) kontrol birimleri ,yara savunma ve bazı yardımcı sistemlere monteli sensörler üzerinden gelecek tüm verilerle ortak bir kontrol ve komuta merkezi oluşturulmaktadır. Sistem gelen bu verileri değerlendirerek ya kendisi reaksiyon oluşturmakta ya da verileri bir başka karar vericiye iletmektedir. Sistem,Güç birimlerinin çalışmasını kontrol eden ve duruma göre güç dağılımını sağlayan Platform Management System (PMS) ,Sistem üzerindeki hataları saptayan ve buna göre yönlendirmesağlayan Electrical Load Management System (ELMS), monitorler gibi alt sistemlerden oluşmaktadır.

7.7 Yeni sistemler klasiklerden farklı olarak enerji depolama, termal yönetim ve güç konverterlerine gereksinim duymaktadır.

 7.8 Savaş gemilerinin ağırlık ve hacim kısıtlamaları bakımından konulacak modüller yüksek güç yoğunluğuna (örn: kW/ağılık ya da kW/hacim) sahip olmalıdır. Ayrıca iletimde kayıpları önlemek bakımından yerine doğru akım iletkenleri kullanılmalıdır. 

7.9 Çok kısa sürede (milisaniye) çok yüksek enerjiler (megavat) kullanılacağından sistemin kontrol elemanları bu yüksek duyarlılığa cevap verebilmelidir.

7.10 Ayrıca kontrol elemanları geminin her türlü operasyon koşulunda yükler arası güç ve enerji geçişlerini istenen zaman aralığında ve istenen büyüklükte sağlayabilmelidir

7.11 Savaş şartlarında hasarlı durumda bile geminin fonksiyonel kalabilmesi için sistemi gerekli yedekleme ve yönlendirme değişikliğine sahip olmalıdır. Bu ise modüllerin ve iletim yollarının gemi boyunca bölgesel (zone) olarak dağıtımını zorunlu kılar Görevin Sürdürülebilir şekilde sağlanabilmesi bakımında bu bölgelerin hasar kontrol bölgeleriyle uyumlu olması tasarlanır. Bu nedenlerle gemi platformu ile sistemlerin Entegrasyonu bugüne kadar olduğundan daha fazla birbiriyle bağımlı ve kritik hali gelmiştir. Bunu sağlayabilmek için Bahriye mühendisleri gerek Devlet tarafından gerekse ticari sektörden gelen birçok yazılımı kullanmak durumundadır. Fakat buradaki sıkıntı yeni teknolojilerle ilgili bu yazılımlara girdi sağlayabilecek gerçek verilerin yeterince oluşmadığıdır. Bu noktada BAHRİYE, ÖZEL SEKTÖR ve AKADEMİK KURUMLARIN ARGE bölümlerinin yakın iş birliğine ihtiyaç duyulmaktadır. 

7.12 Bu durum aynı zamanda tasarımın iteratif bir şekilde geliştirilerek sistem mimarisinden Konsept tasarımını, oradan dinamik analizleri ve neticede tasarım değişiklikleri ile tekrar başa dönülmesini gerekli kılar.

7.13 Sistem tasarımının erken aşamasında sistemin Hasarlara duyarlılık ( vulnerability) ile toparlanma (recovery) nitelikleri önemli birer girdi olacaktır

 7.14 Harekât koşullarında tüm Elektrik Güç sisteminde makinelerin tam Stop durumuna getirilmesiyle oluşacak anlık enerji fazlalığını sönümlendirmek için iki yöntem kullanılır

Oluşan ekstra enerji geminin AC sisteminde kullanabilmek üzere dönüştürülmesi

Enerjiyi dinamik devre kırıcılar üzerinde sönümlendirmek

DÜNYA BAHRİYELERİNDE SİSTEMİN UYGULANDIĞI ÖRNEK GEMİLER ?

GELECEK YAZIMDA..

KAYNAKÇA: 

  1. Load integration, including radar and advanced weapons

     Robert E. Hebner

SAVAŞ GEMİLERİ ENTEGRE GÜÇ SİSTEMLERİ – 2

ENTEGRE ELEKTRİK GÜÇ SİSTEMİ nin genel tanımını ve tarihçesini bir önceki yazımda derlemiştim.

3. IEPS IN TEMELİNDEKİ TEKNOLOJİK DEĞİŞİKLİKLER

 Bazı alanların kendi içinde oluşan teknolojik gelişimler, gemiler için de entegre ve tümden bir elektrik enerji sistemini olası kılmıştır. Bu alanlar;

3.1 Yeni Materyal oluşumları

3.2 Elektrik jeneratör ve motorları tasarımları

3.3 Katı durum elektroniğindeki (solid state electronics)

3.4 Yüksek akım devre kırıcılarındaki

 3.5 Yakıt hücreleri

4.  MODERN SILAHLAR VE SENSÖRLERIN ENERJI GEREKSINIMLERI

Modern savaş gemilerinde yer almaya başlayacak ya da alacak yeni silah ve sensörlerin bazılarını şunlardır;

          4.1 Daha uzun menzilli ve daha hassas radarlar

          4.2 Manyetik raylı mermi fırlatıcıları (Rail guns)

          4.3 Lazer topları

          4.4 Elektromanyetik toplar

          4.5 Elektromanyetik G/M blokerleri

          4.6 Elektromanyetik uçak fırlatıcıları

 4.6 Gelişmekte olan yeni teknolojilere dayalı SİLAHLARIN enerji gereksinimlerinin boyutları hakkında aşağıdaki tablo fikir verecektir;

4.7 RADARLAR

4.7.1 Balistik füzeleri yaklaşık 1000 km mesafelerden yakalayabilecek radarlar arama modunda Megawatlar düzeyinde, izleme modunda ise 10 Megawatt üzerinde enerjiye gereksinim duymaktadır 

4.7.2 İleri teknoloji sensörler bakımından değerlendirildiğinde Örneğin Amerikan bahriyesi Harley Berk sınıfı gemilere konuşlandırılan anti G/M ve arama radarı AN/SPY 6 normal çalışmada 417 kilowatt enerji isterken 240 mil mesafedeki arama için  2.8  Megavat enerji gerektirmektedir.

4.7.3 Bu derece yüksek anlık enerji gereksinimlerini mevcut klasik gemi enerji sistemleri ile karşılamak mümkün değildir.

5. ENTEGRE ELEKTRİK GÜÇ SİSTEMİNİN AVANTAJLARI

5.1 Savaş gemilerinde harekât şartlarına bağlı olarak, yüksek hız ve bunun gerektirdiği yeterli güce ihtiyaç vardır. Ancak geminin ömrü süresince bakıldığında, örneğin tipik bir destroyer için maksimum sürat 25 knot ken yaşam süreci çoğunluğunda gemi 10 ila 15 knot sürat yapmaktadır. Böylece maksimum

sürat için ayrılan gücün büyük bölümü gemi yaşam boyunca rezervedir.

5.2 Yukarda belirtildiği gibi , modern sensör ve silahların yüksek güç beslemesi anlık kullanımlar için gerekli olmaktadır. İşte diğer zamanlarda rezerve niteliğindeki bu güç kaynağı IPS mimarisi içinde sürekli kullanabilme olanağı yaratmaktadır.

5.1 Yüksek yedekleme olanağı. Jeneratörler den birinin kaybı durumunda sistemin otomatik ve hızlı bir cevap vermesi

5.2 Manevra durumunda daha iyi performans

5.3 Aşırı sürat veya yüklenme durumlarına daha iyi otomatik               koruma

5.4 Düşük güç düzeylerinde daha az karbon monoksit emisyonu

5.5 Özellikle Fiziksel yerleşim ve fonksiyonel dağıtım bakımlarından daha esnek tasarım olanakları. Sistem ünitelerinin bazılarının üst güvertelere yerleştirilebilmesi, dikey montajı sağlar. Gelecekte oluşacak yeni sistemlerin monte edilebilmesi akımından kolay adaptasyon

5.6 Tahrik sistemi bileşenleri makinelerin daha dengeli kullanılabilmesiyle planlı bakım faaliyetlerinde azalma ve ucuzlama

5.7 Sabit Piç pervanelerin değişik yük durumlarında kullanılabilmesi ile daha düşük gürültülü ve titreşim. Ayrıca bilindiği üzere sabit kanatlı pervaneler değişebilir piçli olanlara göre daha geniş spektrumda daha verimli çalışmaktadır.IPS kullanıldığında, gemilerde oluşacak hacimsel küçülme ile daha düşük gürültü düzeyleri sağlanabilmektedir Böylece denizaltıların stealth ve gürültü nedeniyle teşhis edilebilmesi zorlaşmaktadır

5.8 Bu sistem üzerinde zamanla dizel jeneratör gurupları yerine kendisi bir elektrik jeneratöründen farklı olmayan FUEL CELL üniteleri monte edilebilir.

5.9 Geminin tahrik sistemi dışında diğer sistemlere de fazla enerji ayrılabilmesi, başka imkanlar yaratmaktadır. Örneğin, yüksek miktarda enerji ile denizaltılarda deniz suyundan hidrojen ve oksijen oluşturularak bunlar FUELCELL ünitelerinde kullanılabilir. 

 5.10 Entegre tahrik sistemi kullanıldığında hem tahrik ünitelerinin adeti azalmakta hem de bunları ayrı ayrı yüksek güçteki yüksek verim bölgelerinde çalıştırarak yakıt ekonomisi sağlanabilmektedir bu kazanç %15 seviyelerinde olmaktadır.

5.11Gemi üzerindeki tahrik ünitelerinin adetinin azalması ve otomasyonun artması ile gerekli mürettebat adedi de azalacaktır örneğin, tipik olarak bir de destroyerde 250 kişi görev alırken gemi ömrü boyunca en büyük maliyet faktörü mürettebat maliyetidir. Bu sayı 100’e indirgenebilir. Böylece gemi ömür boyu maliyetlerinde azalmasında bir diğer etken olur.

5.12 SONUÇ OLARAK; Yukarıda sıralanan tüm bu avantajlar nedeniyle ve rakip donanmalarla baş edebilmek üzere birçok ülke bahriyesi bu sistemi benimsemek durumunda kalmaktadır. 

KAYNAKÇA :

1.NEXT GENERATION INTEGRATED POWER SYSTEMS FOR THE FUTURE FLEET Capt. Norbert H. Doerry[1] 

2.GAME CHANGERS: DISRUPTIVE TECHNOLOGY AND US DEFENSE STRATEGY  Ben FitzGeraldKelley Sayler,  Shawn Brimley

3.HARP GEMİLERİ ELEKTRİK DAĞITIM SİSTEMLERİ ÜZERİNE   BİR    BİR İNCELEME    İzzet Emre AFACAN1   Fatma Gül BAĞRIYANIK2           Mustafa  BAĞRIYANIK3


SAVAŞ GEMİLERİNDE ENTEGRE GÜÇ SİSTEMİ – 1

1. GİRİŞ

1.1 ENERJİ alanının Deniz Kuvvetleri özelindeki önemi ve bunun nasıl değerlendirilmesi gerektiği hakkındaki görüşlerimi önceki bir yazımda belirtmiştim.

Yakın zamanda gözlemlediğimiz gibi enerji kaynakları kısıtlamaları, küresel olarak yenilenebilir enerjileri ön plana çıkarmıştır. Bunların elektrik enerjisine dönüşümü ile birçok yerde örneğin elektrikli arabalar, robotlar, otonom araçların enerji gereksinimleri karşılanır hale gelmiştir. Gelişmeden sivil sektörün yanısıra askeri sektörlerinde etkilendiğini görmekteyiz.

1.2 Elektrikli arabalara benzer şekilde, savaş gemilerinde elektrik gücü ve desteği gemi performansını direk belirler hale gelmiştir.

1.3 Ayrıca sürekli gelişim içinde olan Modern silahlar ve sensörler teknolojisi, konvansiyonel silahlara göre çok daha fazla enerjiye gereksinim gösterir hale gelmektedir.

Geleceğin modern Savaş gemilerinin 100.000HP civarında toplam güç talebi olacağı tahmin edilmektedir.

1.4 Savaş gemileri üzerindeki mevcut enerji kaynakları artık bu kadar yüksek enerji yaratacak kapasitede değildir.

Yeni silah ve sensörleri destekleyecek boyutlardaki enerji kaynağı ise bunların anlık kullanımları dışında fazladan kapasite oluşturacaktır. Bu kapasiteyi değerlendirebilme düşüncesi, savaş gemisinin tüm enerji gereksinimini tek ve ortak bir kaynaktan karşılayabilme kavramı ve tasarımına dönüşmüştür.

1.5 İşte bu olanak modern Savaş gemilerinde Tümüyle Elektrik Tahriki (ALL ELECTRIC SHIP- AES) ya da Entegre Elektrik Güç Sistemi (INTEGRATED ELECTIC POWER SYSTEM- IEPS) konseptini yaratmıştır. Böylece konvansiyonel tahrik sistemleri dünya bahriyelerinde yakın zamanda yerini giderek bu mimarideki sistemlere bırakmaktadır.

2. KISA TARİHÇE

2.1 Gemilerde elektrikle tahriki kullanma kavramı yeni olmayıp yaklaşık 100 yıl önce ortaya çıkmıştır.

19.yüzyılın sonlarında Rusya ve Almanya’da batarya tahrikli ilk uygulamalar deneysel olarak başlatılmıştır.

2.2 1908 yılında Kanadalı mucit REGINALD FESSENDEN donanma için turbo elektrik bir sistem önerdi ancak bu beğenilmedi. Kendisi Amerikan bahriyesinden ayrılmış bir mühendis olan WILLIAM ROY EMMET bu projeyi çalışmakta olduğu General Electric firmasına getirdi. Projenin Battle Ship’lerde kullanılabileceğini ileri sürdü. Bahriye ise 1910 yılında, sistemin öncelikle kömür taşıyıcı bir gemide uygulanması şartıyla teklifi kabul etti. 20000 tonluk USS Jüpiter gemisine uygulanan sistem, mevcut mekanik sistemlere göre %18 lik bir ekonomik kazanç sağladı.

2.3 Ancak maliyetleri arttıracağı nedeniyle savaş gemileri inşaatçısı tersanelerin büyük direnciyle karşılaşıldı. Zamanla ve uzun çekişmeler sonrası ABDbahriyesi 5 adet   Battleship ve Battleshipolarak inşaatı başlayıp sonradan uçak gemisine dönüştürülen

LEXINGTON ve SARATOGA gemilerine elektrikli sistem monte edildi.

Fakat bu uygulamalarda beklenen ekonomik verim sağlanamadı.

2.4 Birinci Dünya Savaşı’nda sistem benimsenmekle beraber elektrik motorlarının ve bağlı aksamın oluşturduğu ağırlık sorunu nedeniyle terk edildi O zaman yapılan uluslararası anlaşmayla Savaş gemilerinin tonajlarında sınırlamalar getirilmiştir. 

2.5 İkinci Dünya Savaşı’nda ABD sanayisinin mekanik dişli işleme kapasitesi sınırlamaları nedeniyle DE51 sınıfı destroyerler ile iki denizaltı da elektrikli sistem tercih edildi. II Dünya Savaşı ve sonrasında dizel elektrikli (bataryalı) güç sistemleri denizaltılar için standart hale geldi.

2.6 Savaş sonrası sivil sektörün Transatlantik yolcu gemi seferlerinde yaşanan yoğun rekabet sonucu daha verimli olduğu benimsenen Turbo Elektrik sistemler 1936 yılında NORMANDY, 1960 yılında CANBERRA kurvaziyerlerinde bu sistemler monte edildi.

2.7 1980’den sonra elektrik motorları, AC/DC rektifayerler, konverterler ve güç elektroniğindeki (power electronics) teknolojilerindeki gelişmelerle IPS daha verimli ve kullanıma uygun bir hal almaya başladı.

2.8 1985 de İngiliz bahriyesi TYPE 23 firkateynlerin de Örneğin HMS Norfolk, gürültüyü azaltma amacıyla kısmi (dizel elektrik ve gaz türbini kombinasyonlu) elektrik tahrik kullandı. 

Fransız bahriyesi ise nükleer atak denizaltılarında dişli sistemlerinin büyük yer kaplamasına alternatif olarak elektrikli sistemi kullanmayı benimsedi. 

2.9 2002 yılından sonra denizaltı ve su üstü Savaş gemilerinde 6-7 MW düzeyinde sistemleri monte edilmeye başlanmıştır.

Yukarıda verilen açıklamalardan anlaşıldığı üzere elektrikli tahrik sistemi bu noktaya kadar  Savaş gemilerinde ekonomik verim , gürültü ,Ağırlık, montaj kolaylığı gibi faktörlerle ön plana çıkmıştı. Ancak modern silahlar sensörlerin geliştirilmesiyle ve güçlerinin artmasıyla bunları besleyebilecek büyüklükte enerji kaynağına da gereksinim oluştu. 

Gelecek bölümde sistemin dayandığı teknolojik gelişimler ve klasik sistemlere göre avantajlarını ele alacağım.

KAYNAKÇA :

  1. NEXT GENERATION INTEGRATED POWER SYSTEMS FOR THE FUTURE FLEET Norbert H. Doerry[1] 
  2. ALL ELECTRIC SHIP – THE SUPER PLATFORM FOR TOMORROW’S NAVAL WARFARE Basam Venkat
  3. HISTORICAL OVERVIEW OF ELECTRIC PROPULSION ETO (Electro Technical Officer)
  4. TRENDS IN SHIP ELECTRIC PROPULSION   Timothy J. McCoy, Member, IEEE

 

 

 

 

 

ENERJİ..MİLLİ SAVUNMA VE BAHRİYE

MİLLİ SAVUNMA ALANINDA

1. Küresel olarak ENERJİ konusunun önemini ve kaynaklar durumunu bu yazımda , Türkiye özelindeki durumunu ise bu yazımda derlemeye çalışmıştım.

2. Ülkelerin Sanayi, yerleşim ve ekonomilerinin gereksinim duyduğu enerjiyi Zamanında ve yeterli miktarda sağlayabilmek savunma ve savaşların her yönünde etkili olmuştur. Konu savaşan tarafın olduğu kadar karşı tarafın bu alandaki desteklerinin kaldırılması bakımından da önem arz eder.

3. Herhangi bir ülkenin endüstri, ulaşım, evsel ve askeri ihtiyaçlarını karşılamak üzere yeterli, tedarik edilebilir ve tutarlı bir şekilde enerji kaynaklarını karşılayabilmesine enerji güvenliği denir. Enerji ihtiyacı enerjinin değişik formlarını kapsadığı için bu bağlamda enerji güvenliği bütün bu değişik enerji kaynaklarına erişebilmeyi kapsar. Enerji bağımlılığı ise toplam enerji tüketimi içinde ithal enerji miktarının oranın belirtir. Bunun yüksek olması enerji güvenliğinin tersine düşük olduğu anlamına gelir. (1)

4. .Enerji güvenliği bu bakımlardan ülkeler için yaşamsal değerde olup savunma stratejileri içinde ayrı bir yere sahiptir.

Silahlı kuvvetlerin enerji üzerindeki kararlarını etkileyen iki önemli faktör vardır. Birincisi enerjinin maliyetlerinin giderek artar bir hale gelmesi aynı zamanda Petrol fiyatlarındaki öngörülemeyen dalgalanmalar ikincisi de birincisine bağlı olarak enerji verimliliğinin arttırılması ile yenilenebilir enerjilerin daha çok kullanılması ve enerji yönetimine geçilmesidir. (2)

5. Askeri alanda enerji tüketimi iki yönlü olmaktadır. 

Tesislerde ve operasyonel olmayan araçların kullanımında tüketilen enerji Eğitimde, operasyonda ve silah yüklü platformları tükettiği enerjiler. 

Bu iki yöndeki enerji tüketiminin azaltılabilmesi için;

5.1 Gereksinimlerin saptanarak tedarik programlaması yapılması

5.2 Teknolojinin geliştirilmesi

5.3 Önceliklerin saptanması

5.4 Yatırımlara kaynaklarının ayrılması

5.5 Personelde Kültür değişimi

5.6 Ölçümleme

5.7 Eğitim unsurlarıyla bir planlama yapılması gereklidir.

 Bu bağlamda kullanılabilecek uygulama unsurları şöyle olabilir;

5.8 Enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi

5.9 Sahil tesisleri için şebeke enerjisine bağımlılığın azaltılması

5.10 Enerji talebinin düşürülmesi

5.11 Enerji verimliliğinin attırılması

5.12 Enerjiye ilişkin faktörlerin planlama süreçlerinde dikkate alınması.

 Bu önlemlerin alınmasıyla elde edilecek bir diğer sonuç çevre kirliliğinin azaltılması olacaktır

6. BAHRİYE ALANINDA

6.1 Dünya üzerindeki malların dolaşımı % 80 deniz üzerinden yapılmaktadır. Taşımanın %75 ise Petrol bazlı ürünlere aittir. Bu bakımdan Deniz ulaşımının sürdürülebilirliği ve güvenliği ülkelerin birçoğu için büyük önem arz etmektedir. Ülkelerin Bahriye oluşturma ve idame ettirme zorunluluğu içinde işte bu iki kritik neden de yer alır. (3)

6.2 Tarihsel Sürece baktığımızda ülkelerin Bahriyelerinin bu 2 görevi karşılamak üzere savaşların kaderini değiştirebilecek önemli görevler yaptıklarını görürüz. Örneğin 1. Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin W.Churchill in önerisi ile gemi sevk sistemlerinde kömürden petrole geçme  kararı, çok önemli kritik bir avantaj sağlamıştır. İngiliz donanmasının petrole geçiş kararı sonrası savaş sözcüsü Maurice, Mezopotamya petrolünün kontrol edilmesinin 1 derecede harp amacı olduğunu ifade etmiştir

6.3.Petrol kullanımı ile gemilerdeki sürat artımı ve baca dumanının koyu renk azalması bu kritik kazanımın en önemli göstergeleridir. Yine 1916 da İngiliz donanmasının Almanya’nın Baltık çıkışlarını bloke etmesiyle Almanya’nın yiyecek ve Petrol ikmali ile diğer endüstriyel madde akımı kesintiye uğratmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’in Sovyet Petrol kaynaklarına ulaşmak üzere başlattığı Doğu harekâtı, öte yandan Pasifik Denizi’nde 1941 yılında Amerika’nın Japonya’ya uyguladığı Petrol yolları blokajı iki büyük örnektir General Patton un ordusunun Berlin’e 100 mil kalmasına rağmen şehre girişinin gecikmesi, ordusunun enerji kaynaklarının yeterli şekilde sağlanmamasındandır.

6.4.Harp sonrası gelişen nükleer enerji teknolojisi ile Balistik füzeler taşıyan ve su altında aylarca kalabilecek kapasitede denizaltıların tasarımı mümkün olmuştur. Ardından bunların kullanımına ait doktrinler geliştirilmiştir. Tepki olarak denizaltılara karşı kullanılmak üzere nükleer atak denizaltılarının geliştirilmesine yol açmıştır.

6.5 Enerji konusunun Bahriye bakımından taşıdığı önemi iki ana başlık altında görebiliriz. 

Birincisi; Bahriye’nin Asli görevlerinden bir tanesi, ülkenin ekonomik varlığını sürdürebilmek ve koruyabilmek için Deniz ticaret yolları ile denizden enerji tedarik kanallarının açık tutulması ve güvenliğinin sağlanması ulusal stratejik bir gereksinimdir.

 İkinci olarak Bahriye, tüm asli görevlerini yerine getirebilmek için gerek sahil tesis ve üstlerinin gerekse yüzer ve uçar kuvvet unsurlarının harekât kabiliyeti sürdürebilmek üzere enerji kullanmak ve tüketmek zorundadır.

6.6 Bahriye açısından bakıldığında enerji güvenliğinin anlamı , gerekli enerjinin güvenilir kaynaklardan tedariki ile yüzer birlikler ve sahil tesislerine yeterli miktarda gönderilebilmesi ve bunun korunabilmesidir.

6.7 Bahriyenin jeopolitik olarak birinci asli görevi, bunun karşılanma şekilleri ve Türk bahriyesi bakımından değerlendirilmesi Dz. Kur.Alb( E) Cenk Özgen(4) tarafından detayı ile ele alınmıştır. Ayrıca Amiral (E) Cem Gürdeniz (5) ve Tümamiral (E) Cihat Yaycı (6) konunun Akdenizdeki Türkiye alaka ve deniz stratejisi bakımından önemini özel olarak değerlendİrmişlerdir..

6.8  Konunun çıkış noktası olan MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE kavramı aşağıdaki şekillerle daha net anlaşılabilir.

MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE – CİHAT YAYCI

MÜNHASIR EKONOMİK BÖLGE – CİHAT YAYCI

7. Yazılarımda konu JEOPOLİTİK yönü ile değil yukarda açıklanan ikinci ana görev, enerjinin bahriye tarafından kullanımı, bakımından ele alınmıştır.

8. Enerjinin belirtilen bu stratejik yönlerinin yanı sıra Bahriye gemi sistemlerinin tekil ihtiyaçları da taktik ve operasyonel alanda özellikler arz etmektedir. Uzakta görev yapan kuvvetlere yakıt ulaşımının ve güvenliğinin sağlanması ( lojistik) iki önemli planlama faktörüdür.

Ayrıca Yeni silah sistemlerinin yüksek güç ihtiyacı başlı başına ayrı bir aktör olacaktır.

9. Bu bağlamda ( ENERJİ) bahriyeler şu KRİTİK görevleri karşılamak durumundadır;

  • Ülkenin enerji kaynaklarına erişiminin korunması
  • Stratejik planlamalarda enerji gereksiniminin dikkate alınması
  • Platform ile sistem tedarik ve geliştirmede enerji gereksinimlerinin dikkate alması
  • Enerji verimliliğinin bir kaynak olarak değerlendirilmesi
  • Yenilenebilir enerjiler sektörünün uygulanabilirlik açısından izlenmesi
  • Enerji TEKNOLOJİSİNİN GELİŞİMİ ve bunların deniz kuvvetlerinde kullanılabilmesi alanında Deniz Kuvvetleri, Devlet birimleri, Endüstri ve  Akademi topluluğu ile iş birliği.
  •  

KAYNAKÇA:

  • ENERJİNİN İKTİDARI. Necdet Pamir.Hayykitap
  • Energy and the military: Convergence of security, economic, and environmental decision-making     Constantine Samarasb,[1], William J. Nuttalla, Morgan Bazilian
  • Rota. Deniz Kuvvetleri ve enerji güvenliği.Cenk ÖZGEN.Gece kitaplığı
  • Mavi Vatan Yazıları.Cem GÜRPINAR.Kırmızı Kedi kitapevi
  • Sorular ve cevaplarla münhasır ekonomik bölge (MEB). Tümamiral(E) Cihat YAYCI. Boyut yayın gurub

ARTTIRILMIŞ GERÇEKLİK (Augmented reality )TEKNOLOJİSİ- 3 TERSANEDE KULLANIMI

Daha önceki ilk yazımda , AR TEKNOLOJİSİ nin genel nitelikleri ve kullanım alanlarını , ikinci yazımda ise ekipmanlar ile kullanılan teknolojileri özetle aktarmaya çalıştım. Bu bölümde ise kullanılan yazılımlar, Askeri tersanelerde kullanım alanları ve uygulama fizibilitesini özetleyeceğim.

6. YAZILIMLAR

6.1 Bugün piyasada mobil telefonlarda yer alan oyunlardan Endüstriyel tesislerde kullanılmakta olan büyük ölçekli AR sistemlerinin çalışmasını sağlayacak şekilde geniş spektrumda yazılımlar geliştirilmiştir. Örneğin, Google (ARCOR) ve Apple (ARKIT & VUFORIA) firmaları mobil cihazlarda kullanılabilecek yazılımlar için geliştirme kitleri (software development Kits) üretmektedir

6.2 Piyasadaki yazılımların bir gurubu hakkında detay bilgileri burada görebilirsiniz.

7. ALT YAPI

Bu konuyu esas ilgi alanımız olan Tersaneler açısından ele alır isek;

7.1 AR Ekipmanını değişik yerlerde kullanabilmek için Tersane boyunca bir WIFI Ağı gerekli olacaktır. Halen kullanımda olan IEEE802.11standartında WIFI yeterli olacaktır. Tersanenin değişik yerlerinde ve İnşa halindeki geminin içerisinde kullanılan elektrik ekipmanı nedeniyle bu Ağ sistemine enterferans olabilir bu etken dikkate alınmalı ve önlem geliştirilmelidir.

7.2 AR Ekipmanın kullanımı için yararlanacağı veriler Tersane Veri server i ya da Bulut depolaması üzerinde yer almalıdır. Ancak ekipman gerçek zamanlı çalışacağı için verilerin çok süratli transferi gerekir O zaman olabildiğince bu verilerin yerel olarak ekipman üzerindeki hafızada olması tercih edilmelidir.

7.3 Özellikle video uygulamalarını geciktirmeden yansıtabilmek için bölgesel olarak yüksek kapasiteli bilgisayarların gücünden yararlanılabilir. Bunlar Tersane boyunca bir nodül ağı yaratarak birbirleri ile ilişkilendirilebilir. Gerektiğinde bu ağ Bulut sistemiyle ayrıca bağlanabilir

7.4 Dikkate alınması gerekli bir diğer konu ağ güvenliğidir. Bu konu ayrıca ele alınarak Tersanenin zaten bulunan önlemlerine ek olarak IT bölümü ve bir uzmanca değerlendirilmelidir.

8. TERSANEYE ÖZGÜ KULLANIM

8.1 Yukarıda belirtilen sisteme ilişkin tüm yararlar Bahriye tersanelerinde kullanım alanı bulur Özellikle montaj ve kalite kontrol işlerinde. KALİTE GÜVENCE konusu ileride daha detaylı bir şekilde ele alınacaktır

8.2.Atölyelerdeki ürünün/parçanın hangi aşama ve nerelerde bulunduğunun 2 boyutlu düzlemde belirlenmesi

Ekipman ve ürünlerin üzerinde sensörler ve etiketler bulunursa bunların atölyeler içerisindeki konumları, AR ekipmanı ya da tabletler üzerinde kolaylıkla izlenebilir.

8.3.Ambarların yönetilmesi.

Ambarlarda bulunan malzemenin etiketli olması sayesinde kolaylıkla yerleştirilmesi yerinin belirlenebilmesi ve yerinden alınabilmesi mümkün olur Böylece hem insan hatalarının yok edilmesi hem de büyük zaman kazancı sağlanabilir.

8.4. Arttırılmış iletişim.

AR cihazlar bunları kullanan operatörler kontrolörler ve enspektörler arasında daha etkili ve süratli iletişim oluşur.

8.5 Sorunların daha etkili çözümü

AR ekipmanı yerinde ve gerçek zamanlı olarak aktarılacak veriler ile sorunların daha kolay, az zamanda ve ekonomik çözümlenmesine katkı sağlar

8.6 Erişilemeyen bölümlerde montajların izlenebilmesi

Çalışanların fiziksel olarak erişemediği / giremediği ya da tehlike potansiyeli taşıyan yerlerde montajların yaratabileceği güçlükleri AR ekipmanı ile daha önceden izleyip önlem alabilme mümkün olur.

8.7 AR Teknolojisi, küresel olarak gerek sivil gerekse askeri tersanelerde artık kullanılmaya başlanmıştır. Bu tersaneler teknolojinin yukarda belirtilen yararlarını kullanarak pazarda kendilerini daha avantajı konuma yükseltmekteler.

Örnek olarak HYUNDAI, DAMEN, NEWPORTNEWS, Tersanelerine bakılabilir. NEWPORTNEWS Tersanesinin bu konuda aşağıdaki brifi uygulamaya nasıl geçildiği hakkında bir fikir verecektir.

9. AR TEKNOLOJİSİ NERELERDE BENİMSENEBİLİR?

Bir işletmenin AR TEKNOLOJİSİNİ kullanmaya kara vermeden   önce aşağıdaki suallere cevaplarını net olarak oluşturması gereklidir.

9.1 Teknoloji firmanın üretiminde ne farklar yaratabilir.?

Örneğin müşterilere daha fazla bilgi verebilme, ürünlerin kullanım kapasiteleri ve işlevlerini arttırabilme, Destek hizmetlerini daha verimli hale getirme.

9.2 En çok maliyet düşümü hangi alanda sağlanabilir?

9.2.1Firmanın faaliyet konusuna bağlı olarak; tasarımda mı, montajda mı, eğitimde mi, servis hizmetlerinde mi? vb.

9.2.2 AR Teknolojisini firma kendi bünyesinde mi yerleştirmeli yoksa dış kaynaklardan mı (outsourcing) yararlanmalı.

9.2.3 İş Yönergesi nitelikli uygulamalar için firmanın önceden 3D içerik yaratacak kabiliyeti olmalı. Yerleşim simülasyonu gibi daha basit uygulamalarda ise kullanıcılar için sadece bir yazılım geliştirip bunların tablet ya da telefona yüklenmesiyle AR AR yararlanılabilir.

9.3 Firma dijital içerikleri nasıl organize edecektir?

AR İle tamir işlemlerinde hassas ve ileri derecede detaylı dijital görüntülere ihtiyaç olacaktır. Bu nedenle firmada CAD modellemesi veya 3D tarama yapılabilmelidir.

9.4 Gerekli olan donanım (Hardware) neler?

Basit işlemler için, AR uygulamalarının yüklendiği akıllı telefonlar yeterli olabilmektedir. Orta ölçekli teknoloji firmalarında ise tabletler kullanılmaktadır. Otomobil ve uçak üretimi yapan yüksek teknolojili firmalarda ise daha yüksek maliyetli başlık üstü ekipmanlar kullanmaktadır Bunların maliyetleri düştükçe kullanan firmalarda artacaktır

ARTTIRILMIŞ GERÇEKLİK TEKNOLOJİSİ – 2

Bundan bir önceki yazımda artırılmış gerçekliğin KULLANIM ALANLARI na değinmiştim. Bu yazıda ise artırılmış gerçeklik sisteminin hangi teknolojiler üzerinde yükseldiği ve ekipmanlarını göreceğiz

3. TEKNOLOJİLER

3.1 AR konseptinin ve oluşumunun başlangıcı 1990 yılların başlarına gider İlk olarak silahlı kuvvetlerde kullanılmaya başlanmak la birlikte daha sonraları eğlence ve oyun sektörlerinde ticari kullanıma geçmiştir. Daha sonraları ise eğitim, iletişim, sağlık sektörlerinde de kullanım başlamıştır. 

3.2 AR Sistemleri aslında 1960 yılından bu yana geliştirilen diğer bazı teknolojilerin üzerine kurulmuştur.  Bunlar ;

İmaj kayıt,

Yapay Zekâ,

Bilgi teknolojileri,

Katı durum fiziği,

Nörobiyoloji

Alanlarıdır.

3.3 AR Sistemi üç temel unsuru içermektedir;

Sinyal işleme, İzleme, Gerçek ve sanal dünyaların kombinasyonu. 

 Gerçek ve sanal nesnelerin üç boyutlu olarak kaydedilmesi ;

Sanal gerçeklikte (Virtual Reality- VR) kullanıcının algısı tamamen görsel bilgiye dayanırken AR de bu bilgiye bilgisayar aracılığıyla ek bilgiler katılarak gerçeklik daha zenginleştirilir. Böylece, örneğin gerçek ortam içerisine sanal nesneler yerleştirilebilir.

 3.4 Sanal gerçeklik teknolojisinde kişinin gerçek dünya ortamı tümüyle sanal başka bir ortam ile değiştirilir. AR teknolojisinde ise sanal bilgiler ekipmanlar aracılığıyla gerçek ortamı içerisine gömülü (immersive) bir şekilde yansıtılır.

3.5 İzleme teknolojisi (Tracking)

Gerçek bir objeden gelen görüntü akışı incelenerek objelerin tanımlanması yapılır ve böylece sanal objeler hassas şekilde onların üzerine yansıtılır.

Bu şekilde, örneğin gerçek ortam içerisine sanal nesneler / objeler / ürünler yerleştirilerek bunların ortam içerisindeki durum değerlendirilmesi yapılabilir. 

3.6 AR Teknolojisinde iki farklı yöntem kullanılır; MARKERLİ ya da MARKERSİZ.

Markerler ortam içerisinde AR algoritmalarının konum saptamasına yardımcı olmak üzere yerleştirilen etiketlerdir. 

Markersiz izlemede ortam içindeki objelerde belirli geometriye sahip noktalar referans alınır. Mobil cihazların içerisindeki sensörlerle örneğin ev içi gerçek duvarların kesişme noktası gibi noktalar referans olarak algılanır.

3.7 Konu üzerinde çalışan Siemens firması, deneyimlerden fark edilen zorlukları giderebilmek üzere yeni bir teknoloji geliştirmiştir. PointAR Olarak adlandırdıkları bu teknolojide bilgisayar vizyonu algoritmaları ile lazer kuleleri ve sensör verileri birleştirilmektedir. 

Buna benzer yazılım firmalarının çoğunluğu sahip olduğu ürünü ömür boyu yönetim PLM sistemiyle Entegre edilebilmektedir.

https://www.youtube.com/watch?v=E0QLVj9FJ0Ahttp://

4. DONANIM 

AR sisteminin Temel donanım bileşenleri şunlardan oluşmaktadır.

 4.1 Bilgiişlem / bilgisayar,

Bilgisayarlar artırılmış gerçeklik sisteminin çekirdek unsurlarıdır. Sanal gerçeklik bilgisayarların işlemleri ile oluşturulur ve grafik görüntüler haline gelir. Bilgisayarların işlem süratleri arttıkça artırılmış gerçeklik ekipmanlarının verimlilik ve etkisi de artacaktır 

Bilgisayar, ortamın taranması ve sensörlerden alacağı veri girdileri ile imaj ya da videoları oluşturur ve bunları gözlemcinin alıcısına iletir. 

4.2 Görüntü yansıtıcılar

Optik projeksiyon sistemleri, monitörler, El içerisinde kullanılabilecek büyüklükteki ekranlar. 

4.3 Başlık üzeri ekranlar

(HDM- Head mounted Display

 Başlık üzeri ekranlar (HMD) Kullanan operatörlerin ekranda izleme yaparken bir yandan da kendi işlemlerini ellerini serbestçe kullanarak yapabilmelerini sağlar

 Bunların maliyetleri 500 ile 4900 dolar arası değişmektedir.

 Çalışma seansı süreleri yaklaşık 4 saat

 Sensörlerle algılayabildiği parametreler: yükseklik – nem – ışık yoğunluğu – basınç – infrared- GPS- Pusla 

Harici hafıza imkânı- Bluetooth 

4.4 Başlık Şeklinde ekranlar (HUD- Head up Display). Özellikle pilotlar kullanmaktadır. Bu ekranlar ile pilot gösterge tabloları parametrelerini direk başlık üzerinde görmektedir.

Kontak Lensleri henüz geliştirme aşamasındadır 

Uzaysal artırılmış gerçeklik (Special Augmented Reality-SAR)

Bu cihazlarda sanal bilgi gerçek objenin üzerine dijital projektörler ile yansıtılır Böylece ara kullanıcılar için ekranlara gerek kalmamaktadır 

4.5 Sensörler      

 İvme ölçer, GPS, pusula

4.6 Girdi cihazları

Ses tanıyıcı sistemler-   Hareketi tanıyıcı sistemler 

Ekipmana ait bazı örnekleri burada bulabilirsiniz.

5. AR Cihazlarından beklenebilecek işlevsel özellikler

5.1 Gün boyu taşınacaklarından olabildiğince hafif olmaları

5.2 Yatay görüş açısı minimum 30 derece olmalı

5.3 Video bazlı görünüm yerine Optik veya retinal  görünüm vermeleri

5.4 Sesli komuta imkânı olması 

AR TEKNOLOJİSİNDE YAZILIMLARIN ÖZELLİKLERİ NELER ?

NASIL BİR ALT YAPI GEREKİYOR ?

HER İŞLETMEYE UYGUN MU ?

Bu suallerin karşılıkları gelecek yazımda olacak…

ARTTIRILMIŞ GERÇEKLİK TEKNOLOJİSİ -1

GİRİŞ

1.1Endüstri 4.0 ile gemi inşaatı konusunu daha önceki yazımda ele almış ve kullanılan teknolojileri özetle açıklamıştım. Bunlar içinde diğer endüstri ve firmalarda da en çok kullanım alanı bulanı ARTTIRILMIŞ GERÇEKLİK (Augmented Reality -AR) teknolojisidir.

1.2 Bu ve izleyecek yazılarda bu teknolojiyi ve kullanım şeklini tanıtacak genel bilgiler verilecektir İnsan beyni dış dünya ile ilgili bilgileri beş duyu sensörü ile algılamakta ve işlemektedir. Ancak bunların her birini işleme hızı birbirinden farklıdır. Karşılaştırıldığında insanların bilgiyi en çok görme yoluyla elde ettiği ölçülmüştür (%80-90)

1.3 AR teknolojisi, insanlar ve makineler arasında yeni bir ara yüz oluştururken dijital ve Fizik dünyalar arasında da görsel bir köprü kurmaktadır. 

1.4 Gerçek fiziksel Dünya üç boyutlu olup onun hakkında elde ettiğimiz verilerin çoğunluğu 2 boyutlu ortamlar üzerine yansıtılmaktadır Kullanıcılar, işlerini yapabilmek ve üretebilmek için bu 2 boyutlu ortamdaki bilgi ve verileri kendi bilinçlerinde üç boyutlu hale getirmek durumundadır. AR Teknolojisi ise   verileri üç boyut halinde yansıtarak bu boyut eksikliği sorununu ortadan kaldırmaktadır. Böylece insanların ve makinelerin kuvvetli yönlerini birleştiren bir Sinerji oluşmaktadır.

2. KULLANIM ALANLARI 

 Kullanım alanlarını biraz daha genişleterek hatırlayacak olursak;

2.1EĞITIM

Firmaların montaj ve servis ekiplerinin cihazlar ve ürünler hakkında işlem öncesi görsel eğitiminin sağlanması

Örneğin Boeing firması AR ekipmanını kullanarak yaptığı eğitimlerle montaj zamanında %30 50’e kadar zaman azalması sağlaya bilmiştir. 

2.2 MONTAJ

Ürünlerin ve ekipmanların montaj bilgi ve planlarını AR başlıklarına yansıtılarak ve aynı zamanda ellerini kullanarak daha kısa zamanda ve kolay şekilde montaj işlemini yapılabilmesi

2.3 KALITE KONTROL- 

Donatıların ve ekipman montajlarının gerçek görünümü üzerine üç boyutlu sanal görüntülerinin giydirilerek referans dokümanlara göre montaj farklılıklarının dolayısıyla hataların belirlenebilmesi .AR Gözlükleri ile toplanacak veriler gerçek zamanlı olduğundan bir Server üzerinde biriktirilip sonradan analiz edilerek değerlendirilmesi gibi bir zaman kaybı önlenir. Kontrol edilen bölüme ya da ürüne ait bir barkodu var ise gözlük bunun üzerinden o ekipmana ait bilgileri ekrana getirebilir. Hatta bir kontrol çek listesi gözlüğe yüklenebilir Eğer AR gözlük üzerinde bir kamera bulunuyor ise bu kamera yardımıyla duruma ait görüntü ya da videolar şekillenip kontrol belgesine ek yapılabilir

2.4. İŞ GÜVENLIĞI

AR gözlüğü ile, çalışanlarının hangi bölümlerde (özellikle tehlike arz eden)ne kadar sıklıkta bulunduğu, fazla çalışma süreleri, girip çıktığı ortamlar izlenebilir. Bu faaliyetlere Bir tehlike sınıfı belirlenerek Bunun aşılması durumunda başlıkta gözlükte kırmızı bir alarm işareti gözükür bu takdirde iş güvenliğince bu elemanlar Vardiya değişimine veya istirahate çekilebilir. 

2.5. PRO AKTIF BAKIM TUTUM.

2.5.1 Cihazlar üzerine daha önceden monte edilmiş sensörler ile çalışma halindeki parametreleri bir merkeze yüklenir. AR gözlüğü ile üretim bölümlerinde dolaşan çalışanlar o cihazda anormal bir çalışma parametresi oluşmuş ise bunu AR gözlük üzerinden uyarı sembolü ile belirleyebilir. Hatta bu arıza için alınabilecek önlem dahi gözlük üzerinde görüntülenir 

2.5.2 AR Ekipmanları Bakımı yapılan cihazın geçmiş hikayesini direk operatörün önüne getirerek hem efor hem de zaman Kazancı sağlar. Ayrıca yapılacak bakıma ait kılavuzlarda hem metin hem imaj olarak operatörün gözü önünde yer alabilir

2.5.3 Bakım yapılmakta olan yerdeki görüntü gerçek zamanlı olarak tesis dışında uzaklarda bulunan ve AR ekipmanı kullanan bir uzmanın önüne aynen aktarılabilir bu şekilde uzmanın durumu aynen belirleyerek bir önlem getirmesi olanağı sağlanabilir. Böylece Uzman bakım maliyetinde de önemli düşüşler elde edilir 

2.5.4 AR Ekipmanları otomasyon sistemlerinden sensörler aracılığıyla bilgi toplayabilir ve bunları görüntülü hale getirebilir Böylece elde edilen bilgiler irdelenerek sistemlerdeki arıza ve verimlilik oranları saptanabilir Ona göre gerekli önlemler alınarak Bakım ve Onarım maliyetlerinde önemli azalmalar gerçekleşir 

2.6. TASARIM

AR ekipmanları tasarımcılara çalışılan ürünün yapısı ve işleyiş şekli hakkında üretim öncesi sanal olarak fikir verecektir Tasarımcı buna göre ürüne daha uygun ve fonksiyonel bir nitelik kazandırabilir.

2.7 LOJİSTİK

Lojistik ambarlarında raflardan parçaların toplanması tüm ambar maliyetinin yaklaşık %65‘ini oluşturur. Bugün, toplama işlemi elemanları kâğıt üzerindeki listelerden gördükleri bilgi ile iş yapmaktadır AR ekipmanı ile bu işlem gerçekleştirilirse hem hataları hem de kullanacak zamanı azaltılması mümkün olur. Örneğin İNTEL firması çalışanları bu şekilde zamandan %15 kazanç sağlayabilmiştir.

AR DEDİĞİMİZ TEKNOLOJİ NASIL ÇALIŞIYOR?

HANGİ UNSURLARDAN OLUŞUYOR?

BUNLARIN ÖZELLİKLERİ NELER?

Bundan sonraki yazımda özet olarak bulacaksınız