SEÇİM SONUÇLARINA ŞAŞIRANLARIMIZ VAR AMA…

Değerli Meslektaşlarım , Arkadaşlarım ;

Ülkemiz geçtiğimiz hafta sonu cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliğini kapsayan çok önemli bir seçim dönemini daha geride bıraktı

Bazılarımız için seçim sonuçları beklenmedik sonuçlar ortaya çıkardı.

Özellikle DEPREM bölgesi için. !

Sonuçları oluşturan seçmen davranışlarını anlamak ve değerlendirmekte sıkıntılara düşüldü ve mantıksal çözümler çelişkileri açıklamakta yetersiz kaldı.

Bugünlerde televizyonlarda açık oturumlarda seçim sonuçları enine boyuna detaylandırılarak  irdeleniyor.

Bunlardan bir tanesinde Sayın Profesör ERSİN KALAYCIOĞLU ‘nun yaptığı açıklama ve verdiği referans ilgimi çekti.

Konuşmasında psikolojik BİLİŞSEL UYUMSUZLUK ( COGNITIVE DİSSONANCE) teorisinden bahsederek bunun bazı seçmenlerin davranışını nasıl etkileyebileceğini açıkladı.

Ben de sizlerle bu açıklamayı paylaşayım istedim.

İlginç bulacağınızı ve bizlerin de zihninde oluşan rasyonel açıklayamama gerilimini azaltacağını umuyorum.

TEORİ özetle şöyle ;

  LEON FESTİNGER tarafından önerilen bilişsel uyumsuzluk teorisi, tutumlarımız ve davranışlarımız arasındaki uyumu sürdürmek için içsel bir dürtüye sahip olduğumuzu öne sürüyor. Tutarsızlık veya uyumsuzluk olduğunda, onu azaltmaya çalışırız. Uyumsuzluk, zorunlu uyum davranışından, karar verme ve çabadan kaynaklanabilir. Uyumsuzluğu azaltmak için inançlarımızı değiştirebilir, yeni bilgiler edinebilir veya çelişen bilişlerin önemini azaltabiliriz. Teori geniş uygulamalara sahip ve test edilebilir olsa da, nesnel ölçüm ve öznel yorumlamada zorluklarla karşılaşabiliyor. Çalışmaların bireysel farklılıkları ve ekolojik geçerliliği de sınırlamalar oluşturmakta.

Detayı makalede…