ENERJİ TÜRKİYE..PANORAMİK GÖRÜNÜM

ENERJİ ALANINDA TÜRKİYENİN PANORAMİK GÖRÜNÜMÜ

1.Kaynaklar

1.1 Ülkemizin bilinen birincil enerji kaynaklarının % olarak dağılımı şekil 1 de görülmektedir.

Şekil.1 2016 Yılı Türkiye Birincil Enerji Arzında Kaynakların Payı

Kaynak: EİGM/ETKB 2016 Genel Enerji Denge Tablosu

1.2 1990 – 2016 yılları arası toplam enerji talebi arzı tahmini, şekil. 2 de gösterilmiştir.

Buna göre 2016 şartları çerçevesinde 2030 yılında talep %153 artış ile 209 Mtep değerine erişecektir.

Şekil.2 Toplam enerji arzı talep tahmini

Kaynak: EİGM/ETKB Genel Enerji Denge Tabloları

 1.3  2017 yılı referans alınarak birincil enerji kaynakları ile kurulu güç kapasiteleri aşağıdaki gibidir; (ithal edilenlerle birlikte) (1)

PETROL

Kapasite : 366 MİLYON VARİL

Kurulu güç kurulu güç (fueloil-nafta- motorin): 303 MW ( Megawatt )

KÖMÜR

Kapasite: 19,3 milyar ton Linyit

Kurulu güç: 18665 MW

DOĞALGAZ & LNG

Kapasite : 18 MİLYAR M3

Kurulu güç : 23063 MW

1.4 Yenilenebilir enerjilerde ise kapasiteler şöyledir; (2)

Güneş enerjisi:

Yıllık radyasyon erişimi ………380 milyar kWh

Günlük ortalama kapasite          3,6 kWh/m2

Kurulu güç                              3403 MW

Rüzgâr enerjisi :          

Ortalama minimum 7 m/s rüzgâr hızı ile.

Kapasite (yıllık)              48000 kWh

Kurulu güç                       6482 MWKapasite (teknik olarak olası)  140 GWh / yıl.

Kurulu güç :                   27265 MW

Jeotermal kaynaklar

Kapasite                          31500 MW

Kurulu güç                         1064 MW.

1.4 İthalat (2)

1.4.1 1990 – 2016 Yılları döneminde, enerjide gerçekleşen ithalat ve ihracat değerleri aşağıda olduğu gibidir. Yıllar içinde ithalatın oranı yaklaşık 10 kat artarak %15 den %154 e çıkmıştır.

Şekil 3 1990-2016 yılları arasında Türkiye Toplam Enerji Ticareti

Kaynak: EİGM/ETKB Genel Enerji Denge Tabloları

1.5   Petrol ve Doğalgaz ithalatı

1.5.1 Petrol         :   2.186 Milyar ton

1.5.2 Doğalgaz   :   44,5 Milyar m3 (LNG 12 Milyar m3)

 1.6  Tüketim

1.6.1 Türkiye Kalkınma ve Enerji Bakanlığı verilerine göre 2018 yılı ithalat değerleri

Petrol          :    50 Milyon ton

Dizel yakıtı :     25     “        “

Benzin       :        2,3  “        “

Jet yakıtı    :       5     “        “

Diğer          :     22.7  “        “

1.6.2  2007 – 2017 döneminde Türkiye’nin toplam ve kişi başı enerji tüketimi (Mtep) aşağıdaki gibi olmuştur. Avrupa Birliği (AB) ortalama değerleri ile karşılaştırıldığında bizde toplam tüketimin giderek arttığı, AB de ise kişi başı tüketimin azalmakta olduğu görülmektedir.

Şekil 4  2007-2017 Yıllarında Türkiye Toplam Birincil Enerji Tüketimi

Kaynak: EİGM/ETKB Genel Enerji Denge Tabloları

1.6.3 1990 – 2015 dönemi boyunca ülkenin toplam birincil enerji üretim, toplam elektrik üretimi ve ekonomik büyüme oranları şekil 4 dedir:

Enerji üretimi ile elektrik üretiminin, ülke büyüme hızı ile doğru orantılı seyrettiği,

Kriz zamanlarında hepsinin birden büyük inişler yaptığı anlaşılmaktadır.

Şekil .5  1990-2015 Türkiye T. Birincil Enerji, T. Elektrik Üretimi, Ekonomik Büyüme Yıllık Artışları

Kaynak: EİGM/ETKB Genel Enerji Denge Tabloları,

Şekil 6  Türkiye, B. Enerji Yıllık Artış Oranları Tahminine Göre B. Enerji ArzıTalepleri (Mtep)

Kaynak: EİGM/ETKB Genel Enerji Denge Tabloları

1.7  Enerji bağımlılığı

1.7.1  Ülkelerin enerji bağımlılığı ve güvenliği kavramları daha önceki Yazım da açıklanmış ve irdelenmişti.  Birincil enerji kaynakları, ülkemizin demografik yapısının değişmesi, buna bağlı olarak enerji talebinin artması ve sanayinin gelişimi nedenleriyle talebi karşılamakta yetersizdir. Türkiye bulunduğu coğrafi konum nedeniyle yenilenebilir enerji kaynaklarında ise önemli avantajlara sahiptir. Ancak mevcut teknolojik imkanları bakımından yenilenebilir enerji kaynakları (rüzgâr,solar.jeotermal ve biyolojik) yeteri kadar kullanılmamaktadır. Bu bakımdan enerji açığı ithalat yoluyla karşılanmaktadır.

1.7.2 Türkiye’nin toplam enerji arzında dışa bağımlılığı, 1990’da %52 iken, 2000 yılında %67, 2010’da %70 ve 2016 yılında %74 düzeyine çıkarak son 26 yılda %22 artmıştır.   Ülkemiz bu değerler ile enerjide ithalata bağımlılıkta 39 Avrupa ülkesi içinde 5. sırada yer alıyor. Avrupa Birliği (AB) üyelerinin enerji ithalatı bağımlılığı ise ortalama %55 olmuştur.

1.7.3 Türkiye’nin enerji ithalatı faturası 2019 yılında 41 milyar 184 milyon 553 bin dolarlık bir değerle toplam ithalatı içinde en büyük paya sahip olmuştur.

  • 1.7.4 Enerji güvenliği ve güvenilirliği için, enerji üretiminin artırılması, enerji arzını karşılama oranının yükseltilmesi gerekir. Buna karşın plansızlık ve yanlış enerji politikaları nedeniyle üretime gereken önem verilmemiş ve tüketime karşın enerji üretimi artışı gerileyerek Türkiye’nin dışa bağımlılığı ve cari açığı artmıştır.
  •  

3.Türkiye enerji ve tabii kaynaklar bakanlığı 2023 yılına kadarki süreçte enerjinin kontrol altında tutulması ve yönlendirilmesine rehberlik etmek üzere bir dizi STRATEJİ VE EYLEM PLANLARI nı geliştirmiştir. (4)

STRATEJİ planının konumuza ilişkin yönleri şöyledir;

TEMA 2: ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE ENERJİ TASARRUFU

Ülkemizin yeterince değerlendirilememiş, oldukça yüksek bir enerji verimliliği potansiyeli bulunmakta olup bu potansiyelin değerlendirmek üzere Enerji verimliliği ve enerji tasarrufuna yönelik olarak bilinçlendirme kampanyaları yürütülecek. İlgili Bakanlıklar ve sivil toplum kuruluşları ile koordinasyonu kurulacak.

Verimlilik alanında mevzuat ve teşvikler bulunmakla birlikte henüz hedeflenen etki tam olarak sağlanamamıştır. Bu konuda Etki analizine dayalı gelişim sağlanacak

HEDEF 4 Yenilenebilir enerji kaynaklarının yerinde tüketimini sağlamak üzere enerji depolama sistemlerinin devreye alınması sağlanacak

TEMA 5 TEKNOLOJİK ARGE VE İNNOVASYON

Yerlileştirilecek ekipmanlarda katma değeri yüksek aksam ve bütünleştirici parçalara yönelik olarak envanter ve ihtiyaç analizleri yapılacak, yerlileştirmeye ilişkin üretim imkânları araştırılarak yerli üretimin teşvik edilmesine ilişkin yol haritası belirlenecektir.

Öncelikli teknolojilerde kamu-üniversite-sanayi iş birlikleri ile kurulacak merkezlerin tesis edilmesi sağlanacak. Yenilenebilir enerji kapsamında yeni teknolojilerin kullanılmaya başlanması sağlanacaktır.

Bakanlık ilk Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’nı 2018 tarihinde yürürlüğe koymuştur. Plan 2017-2023, Avrupa Parlamentosunun ve Konseyinin 25 Ekim 2012’de enerji verimliliği üzerine yayımladığı 2012/27/AB sayılı Direktifi ile de uyum sağlanmış olması bakımından önem arz etmektedir.

Bakanlığın geliştirdiği yasa, yönetmelik, yönerge, strateji belgesi, eylem planı dokümanları ile ENERJİ konusunun kritikliği ve önemi hakkında ülke genelinde farkındalık ve bilinçlenme yaratılmak hedeflenirken bir yandan da bu alanda gerekli adımların ne şekilde atılacağı belirlenmektedir.

İlke olarak başta bakanlığın kendisi olmak üzere, KAMU BİRİMLERİ nin uygulamalara başlayarak öncülük etmesi öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Koordinasyon yapılacak bakanlık ve kamu birimleri ya da ilgili kuruluşlar hedef başlıklarında açık olarak belirtilmiş ise de MSB’nın bunlar arasında yer almadığını görüyoruz.

Kanımızca bu bakanlık ve bağlıları, çok özel bilgimiz olmamakla beraber (normal olarak istatistiki bilgiler açık değildir) enerji tüketiminde önemli bir paya sahiptir. Bu bakımdan Enerji bakanlığı rehberliğinde öngörülen önlem ve eylemlerin, SİLAHLI KUVVETLER (DZ. K.K) de karşılıklarının olmasının Ülkemizin enerji güvenliği, ekonomisi ve teknolojik gelişmeler bakımlarından çok önemli katkılar yaratacağı inancındayız.

Bu bağlamda ENERJİ konusunun MİLLİ SAVUNMA ve BAHRİYELER açılarından arz ettığı ÖNEM nedir ?Alanın KRİTİK ve VAZGEÇİLEMEZ BİR bir stratejik unsur olmasının ardında neler bulunmaktadır ?

Sonraki yazının konusu…..

KAYNAKÇA:

YÜZER İLERİ ÜSLER

1.2000 yılından bu Yana Doğu Asya bölgesi ve ülkeleri, ABD’nin en çok İthalat yaptığı, öte yandan ise Kuzey Amerika dışında en sıkı rekabetle karşılaştığı yerler haline gelmiştir. 2011 yılında ABD Başkan Obama yönetimi, bu gelişmeler ışığında, Asya-pasifik bölgesi için yeni bir strateji oluşturdu (1).

2.Daha önce Başkan George W. Bush döneminde de bu bölgede ilişkilerin geliştirilmesi, başta Güney Kore olmak üzere bölgedeki müttefikler ülkeler ile daha yakın iş birliği yapılması ve orada Amerikan askeri birlikleri’nin varlığının artırılması öngörülmüştü. Ancak Obama, Singapur ve Avustralya’da daha fazla askeri birlik yerleştirilmesini istedi. Bu yaklaşımda etkin olan faktörler şunlardı;

2.1Çin başta olmak üzere bölgedeki ekonomik gelişme ve bunun ABD ekonomik çıkarları üzerindeki etkisi.

2.2 Çin devletinin artan askeri gücü ile doğu ve güney deniz alanlarında hakimiyetinin artması ve bunun ABD’nin orada denizlerdeki etkinliğine olumsuz etkisi

2.3 ABD Federal hükümetinin bütçe sınırlamaları ve bu tutumun bölge ülkeleri üzerinde olumsuz yönde değerlendirilme riski.

3. Bölgedeki ABD varlığını arttırılması politikası, ABD’nin genel olarak askeri harcamalarda kısıtlamaya gitme politikası ile çelişik olmakla birlikte, sonuçta Deniz kuvvetlerindeki kısıtlamanın en aza indirilmesi kararına yol açmış oldu. Ancak yine de bahriyenin gelişim yatırımlarında bütçe faktörü önemli bir kısıtlama olarak yerini korudu.

4.ABD yeni stratejisi bağlamında, donanmanın Avustralya’nın güney batısında yer alan PERTH Deniz üstünden yararlanabilmesi, Böylece Hint okyanusuna erişim imkânı sağlanması ile Singapur’da 4 adet LCS (Littoral Combat Ship) üslenmesi öngörüldü.

5. Yeni stratejinin ABD Deniz kuvvetlerine yansıyan ana sonuçları şu şekilde oldu;

5.1Mevcut 11 adet uçak gemisinin hizmette kalmaya devam ettirilmesi

5.2Yeni hücum denizaltılarının (Attack Submarines) inşası ve bunlara monte edilebilecek yeni güdümlü mermi tiplerinin geliştirilmesi

5.3AEGIS radar sistemleri taşıyan destroyer ve LCS lerin inşasına devam edilmesi

5.4Deniz Piyade gücüne tahsisli amfibik gemilerin 33 adete çıkarılması

USNS MONFORD POINT

BY PAUL CARTER

6.Yukarıda açıklanan genel strateji değişikliğinin bir uzantısı olarak ABD bahriyesi mevcut Doğu Asya yerleşik donanma üstlerine alternatif olarak ve gereğinde dünyanın başka bölgelerinde, örneğin doğu akdenizde de uygulamak üzere, daha önceleri değişik isimler altında Deniz Kuvvetleri ve Deniz Piyade (Marine Corps) Komutanlıklarınca geliştirilmiş olan İLERİ YÜZER ÜSLER (FORWARD SEA BASINGS) konseptini (2) tekrar gündeme almayı kararlaştırdı.

7.Daha önce Bir sivil Hollanda Taşımacılık firmasının ağır yük taşıma amacıyla geliştirmiş olduğu MIGHTY SERVANT 1 isimli 29000 dwt lik Dizayn örnek alındı. Orijinalinde genişliği 40 metre olan bu geminin genişliğinin 50 metreye çıkarılmasıyla ve suya batarak 14 metre bir draft sağlamasıyla harekât gereksinimi büyük kargoları taşıyabilecek hale getirildi. Böylece Design ve inşa edilen 8MONTFORT POINT isimli ilk gemi (3), 35000 dwt ile açık güvertesinde çıkarma malzemesini kıyıya ilecek minimum 3 adet LCAC (LANDING CRAFT AIR CUSHION) Hovercraft’ ı yan yana alabilmekte.

8.Geminin Sancak tarafında bu LCAC ler yükleri operasyon alanına taşırken, İskele tarafında, örneğin, roll on / roll off yük gemisinden indirilecek rampa üzerinden yeni Lojistik yüklerin güverteye alınma imkânı oluyor. LCAC konuşlanması bitişinde güverte üzerindeki alanda gelen yüklerin istiflenmesi mümkün.

9.Güverte alanı yük taşımacılığı ve depolanması dışında her büyüklükteki helikopterler için bir iniş alanı oluşturabiliyor. Gemi bu araçlar için 100.000 galon içme suyu, 590.000 galon Jet yakıtı ile bakım destek imkânlarını da sağlıyor.24MW güçte, çift pervaneli, dizel elektrik tahrik sistemi 15 knt. Daimî sürat sağlıyor ve bu süratle 9500 mil seyir sığasına sahip. GENERAL DYNAMICS NASSCO tesislerinde inşa ettirilen gemilerin yaklaşık maliyeti 373 milyon $ (2011).

USNS LEWIS B. PULLER

10.ABD Bahriyesi, AFSB (AFFLOAT FORWARD SEA BASINS) konseptinin ikinci bir aşaması olarak, bir yakıt tankerini helikopter Deniz Üssü ne dönüştürdü. USNS LEWIS B. PULLER ismini alan 255 metre uzunluk ile 55 metre genişliğe sahip gemi 78 000 DWT (4). Dış görüntüsü bakımından uçak gemilerinin ilk jenerasyonunu andırıyor. Kolonların üzer ine yerleştirilmiş olan uçuş güvertesinin altındaki boşluk, araçlar, modüler kompartımanlar ve benzeri malzemeler için ideal bir boşluk yaratmış oluyor.

11.Başüstüne yerleştirilmiş olan kapalı hangar 2 adet 53E SEA DRAGON helikopteri barındırabilecek hacme sahip. Helikopterler dışında MV-22 tilt rotor uçaklar da iniş yapabiliyor. 4700 m2 lik uçuş güvertesi ise bunlardan 4 adedini taşıyabiliyor. Bu helikopterlerle mayın tarama Harekâtı da gerçekleştirilebiliyor. Geminin operasyonel faaliyeti, gemi komutanı ile 5 subay ve 96 asker tarafından yürütülürken helikopter platformu ile makine bölümleri sivil denizciler tarafından yönetilmekte.

12.GENERAL DYNAMICS NASSCO Şirketince 4 adet dizayn ve inşa edilen geminin maliyetinin yaklaşık 106 mil. $ olduğu ifade ediliyor.

Bir karşılaştırma yapabilmek ve fikir edinmek bakımından, ABD Bahriyesinin SAN ANTONIO sınıfı LPD Amfibik gemilerinden LPD 17 yaklaşık 2.031,4 milyon $ (2012) bütçe bedeline sahip. Fonksiyonel ve operasyonel olarak bu iki sınıf gemi arasında farklılıklar olmakla birlikte, birçok ortak özelliklere sahipler. Bu nedenle maliyetteki bu fark, ABD Bahriyesinin bütçe tasarrufu politikası bakımından radikal bir uygulama örneği olarak görülebilir.

13.Gemi imkanlarıyla Afet Kurtarma ve korsanlarla mücadelede kullanılabiliyor. Geminin bordalarında ya da üzerine kreynle yüklenebilecek küçük orta büyüklükteki özel operasyon araçlarıyla bu tip harekatlar da gerçekleştirilebilecek. Orijinde yakıt tankeri olması bakımından üzerinde helikopter ve botlar için büyük miktarda yakıt depolama imkânı bulunuyor. Büyük hacmiyle ayrıca malzeme depolama ve mayın tarama harekâtı ile özel operasyonlar komuta kontrol merkezi de bulunuyor. Gemiye aborda olacak yüzer yaşam mahalli barcı, sayıları 300’ü bulabilecek özel kuvvetler ve helikopter mürettebatını barındırma imkânı olacak.

REFERANSLAR:

  1. CRS Report for Congress R 42448 March 28 , 2012
  2. Foreign Policy Resarch İnstitute. Sea Basing Concept issues and recommedations , 2015
  3. FOXTROT ALPHA.com.Tyler Rogoway.04.25.2014
  4. GENERAL DYNAMICS.NASSCO.Expeditionary Sea Base.Fact Sheets.